SKAL’ın başına yakından tanıdığım bir turizmci dostum geldi.
Açılımı şöyle...
Uluslararası Turizm Profesyonelleri Derneği Merkezi...
SKAL’ın yani başkanı Emre Gezgin oldu.
***
Birkaç yıllık dalgalanmadan sonra bu yıl için haberler iyi
geliyor.
Turizmde taşlar yerine oturuyor gibi...
Ama şunu unutmamak gerekir ki; Türkiye zor bir coğrafyada ve benzer
dalgalanmalar her zaman başımıza gelebilir.
O yüzden böyle dönemlerde tanıtımı kesmemek, uzun vadeli
stratejiler geliştirmek gerekiyordu.
Dilerim bu sıkıntıdan ders alınmıştır.
***
Emre deneyimli bir turizmcidir.
Dünyada neler olup bittiğini iyi takip eder.
Ve turizmde çeşitliliğe inanır.
Tematik parkları uzun zamandır dile getiriyor.
Sektörel farklılaşmanın ve ayrışmanın altını çiziyor.
O yüzden etkin ve dünya turizmini iyi bilen insanların böyle
uluslararası kuruluşların başında olmasının büyük avantaj olduğunu
düşünüyorum.
83 ülkede 355 kulüp ve 14 bin 356 üyeye sahip SKAL İnternational,
Türkiye’de de 17 şehirde hizmet veriyor.
Emre Gezgin; 1966’da kurulan İzmir SKAL Kulübü’nün 10’uncu
Başkanı...
Emre’ye hedeflediklerini sordum.
“Global turizmi iyi takip etmeliyiz. Bu dönemde buna ağırlık
vereceğiz. Sektörde yeni gelişmeler oluyor. Örneğin blogerları,
golf kulüplerini, e-turizm portallarını dernek bünyesine katmak
istiyoruz. Derneğimiz üye olarak ağırlığı otel ve acente
yöneticilerinin oluşturduğu bir yapıdaydı. Artık bu üye profilini
çeşitlendirmeli ve zenginleştirmeliyiz” dedi.
Gerçekten de önemli bir nokta...
Dünya turizmine yön veren sosyal medya fenomenleri var artık.
Bundan 10 yıl önce hayat farklı akıyordu.
Şimdi ise elinizdeki ürünü geliştirmek kadar anlatmak da öne
çıkıyor.
O yüzden Emre’nin üye profilinin zenginleştirilmesi ve dünyayla
entegre olma fikrini destekliyorum.
***
Egeli turizmcilerin odaklandıkları bir başka konu da direkt
uçuşlar...
Emre; Ege’yi daha anlatmak ve tanıtmak için uçak sayıları ve direk
seferlerin mutlaka artırılması gerektiğini söylüyor.
Bana göre de bölge turizminin önündeki en önemli engel de bu...
Biraz eskilere gittim de
BİZİM dönemlerimizde birçok kişi turist rehberi olmak
isterdi.
SKAL’ın yeni başkanı Emre Gezgin de onlardan biri...
Benim gibi o da bir Saint Joseph’li...
80’li yıllarda Türk turizmine en fazla insan kaynağı sağlayan
okullar Saint Joseph, Tevfik Fikret ve Galatasaray liseleriydi.
Gerçekten de o yıllar Avrupa’nın Türkiye’ye aktığı yıllardı.
Ve özellikle Kuşadası çok popülerdi.
Adnan Menderes Havalimanı’ndan 10 dakikada bir adaya tur otobüsleri
kalkardı.
Kuşadası’nda oteller tıklım tıklım olurdu.
Bu sayede Selçuk – Efes, Denizli, Tavas, Pamukkale ihya olurdu.
Şimdi geriye dönüp bakıyorum da; o turistler artık yok, Kuşadası
eski günleri çok arıyor.
Turizmin ilk başladığı adres Kuşadası kendine yeni bir kimlik
arıyor.
Ve saydığım o okullarda okuyan gençlerin hayallerinde artık turist
rehberi olmak gibi bir fikir bu aralar yok...
Sivil toplum
örgütlerine
bir tavsiye
ŞU aralar biraz eğitime kafa yoruyorum. Neredeyse birçok dernek,
vakıf üyeliğimi askıya alıp eğitim dışında hiçbir şeyle
ilgilenmemeye başladım.
Eğitim kitapları okuyorum, iyi bildiğim eğitmenlerle sohbet
ediyorum.
Bana da iyi geliyor.
Çünkü biliyorum ki; Türkiye’nin yapısal meselelerinin çözümünde
eğitim yatıyor.
Güçlü bir toplum olabilmenin temel koşulu de eğitim...
Sivil toplum örgütlerine bir tavsiyem var.
Bir süreliğine yeni projelerini eğitim alanına kaydırsınlar.
Rotary, Lions gibi uluslararası dernekler dahil...
Odalar, meslek örgütleri dahil...
Hatta bunu bir kampanyaya dönüştürmek de gerekir.
Türkiye’de çok güzel şeyler de oluyor.
Ama canımızı sıkan olayların tamamının temelinde eğitimsiz var.
Eğitim şart...
Asıl konuşmamız gereken