DEVA Partisi lideri Ali Babacan, partisinin ilk seçimlere kendi amblemi ve milletvekili aday listeleriyle gireceğini açıklayınca tartışma başladı.
İktidar ittifakı “altılı ittifak dağılıyor mu” gibi sorularla bu çıkışın kendi işine yarayacağını ima edip, muhalefete karşı kullanmak için harekete geçti bile.
Peki bu doğru bir yorum mu?
DEVA Partisi’nin bu kararı ne anlama geliyor ve kimin işine yarayacak?
Gelin bu soruların yanıtları konusunda detaylı bir analiz yapalım:
Öncelikle şunun altını çizelim: Babacan ve partisi ittifak içinde kalmaya devam edecek. Yani oy pusulasında DEVA Partisi’nin logosu Millet İttifakı genel çerçevesinin içinde yer alacak. Böylece yüzde 7’lik ülke barajından etkilenmeyecek.
Bir başka önemli nokta da şu: DEVA Partisi, Millet İttifakı çatısında ülke barajından etkilenmeden kendi listesiyle seçime girerse, kelimenin tam anlamıyla “boyunun ölçüsünü alacak”. Halkın kendisine olan teveccühünü tam olarak görme şansı bulacak (ne bir eksik ne bir fazla).
Kendi listesiyle seçime girmek, bütün seçim bölgelerinde aday göstermek, bir siyasi parti açısından özgüven göstergesidir. Özgüven, seçimlerde her zaman pozitif sonuç doğurur.
DEVA Partisi de kendi listesiyle seçimlere girerse, anketlere yansıyan oy oranlarını yakalamanın ötesinde, AK Parti'den kopan ve “kararsızlar” kategorisine yazılan oyları toplayabilir ve şaşırtıcı bir çıkış yapabilir.
İYİ Parti'nin girdiği ilk genel seçimleri anımsayın.
Bütün anketlerde İYİ Parti'nin karşısına yüzde 2.5- yüzde 3 gibi tahminler yazılıyordu. Ancak Millet İttifakı'nın çatısı altında ülke barajını sorun olmaktan çıkaran İYİ Parti, kendi listeleriyle seçime girdi ve yüzde 10'a yakın oy aldı.
(İYİ Parti'ye gelen oyların bir kısmı CHP'den gelmekle birlikte esas oy kayması MHP ve AK Parti'den olmuştu. Yani, İYİ Parti'nin seçimlere tek başına girmesi, ittifak ortağı CHP'ye değil iktidar ittifakına zarar verdi.)