Hep söylerim: İktidardaysanız ve siyasette başarılıysanız en çok kendinizi anlatırsınız. İcraatlarınızdan söz eder, yapacaklarınızı ve projelerinizi somut bir takvimle inandırıcı bir şekilde anlatırsınız. Siyasette patinaj başlamış ise rakiplerinizi hedef alırsınız. Kendinize bir düşman yaratır, “düşmanımın düşmanı dostumdur” bakış açısıyla oy toplamaya çalışırsınız.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, iktidarının ilk yarısında hep ilk yolu seçti. Konuşurken meydan okurcasına hep icraatlarını anımsattı, projelerini ve vaatlerini anlattı. Kanal İstanbul gibi uçuk ve maddi zemini olmayan bir projeyi dahi Türkiye’nin önemli bir bölümünün benimsemesini sağlayabildi.
Ancak Erdoğan özellikle büyük yetki ve güçle donatıldığı son dört yılda bu çizgiden çıktı. Artık kendisini anlatmıyor. Anlatmaya çalışınca icraatlar konusunda yeni gelişmeler olmadığı için tekrara düşüyor. Geleceğe dair vaatlerde bulunduğunda ise millet söze değil adıma bakıyor ve “Elinizi tutan mı var? Hemen yapın” karşılığını veriyor.
O da haliyle ikinci yola başvuruyor. Kutuplaşma üzerinden bir siyaset tesis etmeye çalışıyor. Bir düşman yaratıyor ve o...