Birincisi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı
Org. Hulisi Akar’ın katıldığı Malazgirt Zaferi’nin 946. yıldönümü
kutlamalarıydı. Törenlere on bin kişi katılmıştı. Otağlar kurulmuş,
at binilmiş, kılıç kuşanılmış, ok atma talimleri yapılmıştı.
Erdoğan’ın törendeki mesajının özü, “Türkiye artık ayağa kalktı, ne
yaparsanız yapın bu şahlanışın önüne geçemeyeceksiniz. Biz ancak
rükûda eğiliriz” olmuştu.
Orgeneral Akar’ın bedeni Malazgirt’teydi ama “Malazgirt bin yıllık
varlığımızın anahtarı olmuş, 30 Ağustos da Büyük Taarruz’da en en
zor şartlarda milletimizin yeniden dirilişinin, bekasına sahip
çıkmasının sembolü olmuştur” sözleri, aklının Kocatepe’de Büyük
Taarruz’un 95. yıldönümü kutlamalarında olduğunu gösteriyordu.
Adeta, Kocatepe’de değil Malazgirt’te olduğu için muhalefetten
gelecek taarruza yanıt veriyordu.
İkincisi, Büyük Taarruz’un başladığı Kocatepe siperlerindeki
kutlamaya ilişkindi. “Binlerce insan” diyordu haberde, 95 yıl önce
olduğu gibi 05.30’da Çakırözü köyünden çıkıp Kocatepe’ye yürümüştü.
O haberin yanında da CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Adalet
Kurultayı için bulunduğu Çanakkale’de, 57. Alay’ın destan yazdığı
Conkbayırı’na yaptığı şafak yürüyüşünün fotoğrafı vardı.
Kılıçdaroğlu’na da 10 bin kişinin eşlik ettiği yazıyordu.
Sosyal medyada, yarısı Alparslan, diğer yarısı Atatürk olan
portreyi paylaşan iyi niyetli kesim, “ikisi de bizim” diyordu ama
Malazgirt, Kocatepe ve Çanakkale’yi resmeden büyük fotoğrafta
Türkiye, “Malazgirtçiler” ve “Kocatep...