İstiklal Caddesi ve Beyoğlu biz taşrada büyüyenler için mistik bir hayaldi.
Aynı zamanda (Yeşilçam filmlerinden, bayramlarda gelen renkli İstanbul kartpostallarından olsa gerek) hiç gitmediğimiz halde, orada yaşıyormuş gibi tanıdığımız bir mekandı.
Yaz tatillerinde İstanbul’a gidebilen arkadaşlarımız, döndüklerinde Taksim Atatürk Anıtı’nda, muhteşem mimarisiyle İstiklal Caddesi’nde, Yeşilçam Sokağı’nda, Galata Kulesi’nde, Sultanahmet Meydanı’nda çektirdikleri fotoğrafları gösterip, büyük bir kısmı abartı olan İstanbul anılarını anlatır, bizi kıskandırmaya çalışırdı.
Kıskanırdık, inanmazdık ama yine de can kulağıyla dinlerdik. Zira yoğunlaştığımız şey onların anıları değil İstanbul’la, Beyoğlu’na dair detaylar olurdu.
İstiklal Caddesi’ne, Beyoğlu’na olan hayranlığım o yıllara dayanır.
Çocukluğumdan kalma bir inançla, o mahalleyi mutlu, huzurlu, neşeli insanların güven içinde yaşadığı bir mekan olarak kafama kazımışım.