Yerel seçim kampanyaları bildik şekilde başladı.
İktidarın devasa propaganda makinası, kutuplaştırıcı, kavga/gürültü üzerine kurulu siyasetini, bir defa daha (öldürmeyen ama süründüren bir zehir gibi) zihnimize zerk etmeye başladı.
Bozuk bir yürüyen merdiven, yolda kalan bir metrobüs, seçime iki ay kala belediyelere yapılan polis operasyonları, öfkeli bir siyasetçinin densiz bir hareketi, o propaganda makinasının marifetiyle devasa ve yaygın sorunlarmış gibi gösteriliyor.
Anlık şeyler olmasına, gereği kısa sürede yapılmasına rağmen her an hayatımızda olan ve hiç bitmeyen durumlarmış gibi tekrarlanıp duruyor.
★★★
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, son olarak Büyükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Akkuş’un, kendilerine tepki gösteren bir kadına yönelik hareketini gündeme getirip şöyle dedi:
“En ufak aykırı ses duyunca karşısındakinin gırtlağına çöküyorlar. Büyükçekmece’de yaşlı teyzeye vurdular ve bir de gırtlağına sarıldılar. Basın mensubunu yere yatırıp dövmeye kalktılar. Hani bunlar basına saygılıydı. Gırtlağına sarıldığınız bu millet size sandıkta cevabı verecektir. Kadınlar size ettiğiniz hakaretlerin hesabını soracaktır. Hem kadın hakları diyeceksiniz hem de yaşlı kadına saldıran edepsize hiçbir tepki göstermeyeceksiniz. Basın özgürlüğü deyip hem de militanlarınıza linç ettireceksiniz. Bu aynı zamanda faşizmdir.”
★★★
Öncelikle şunun altını çizeyim: