Türkiye siyaseti, yeni yönetim sistemi nedeniyle tuhaf ve dar bir siyasi koridora girdi.
Geçmişte, ülkenin geleceğini konuşurken, milli iradenin nasıl tecelli ettiğini, TBMM Genel Kurulu’ndaki sandalye sayılarını, cumhuriyet kurumlarını, iktidara gelen partinin ekonomi politikalarını, dış politikasını konuşurduk.
Artık muhatabımız sadece kişiler.
2023’te bir seçim yapılacak ve kimse daha “kanun koyucu” sıfatını taşıyan TBMM’de nasıl bir aritmetik oluşacağını konuşmaya başlamadı.
Varsa yoksa “Cumhurbaşkanı kim olacak”, “Tayyip Erdoğan yeniden aday olacak mı” ve “Erdoğan’ın rakibi kim olacak” soruları.
★★★
Demokrasimiz öyle bir çıkmaza girmiş ki…
■ Ülkenin kaderi sanki milli iradenin tecelli ettiği, “kanun koyucu” TBMM'ye ve Cumhuriyet'in kurulmasından bu yana oturmuş, geleneklerini oluşturmuş kurumlara değil, tek kişiye bağlı.
■ Ülkenin kaderi sanki, kamu bürokrasisinde yıllarca dirsek çürüten liyakat sahibi insanlar değil, o tek kişinin duymak istediklerini söyleyen, o tek kişiye koşulsuz şartsız biat eden, ellerindeki gücü kaybetmemek için her yolu mubah gören insanlar tarafından belirlenecek.
■ 81 milyonun güvenliği ve bekası sanki gücünü ve kaynağını milletten alan silahlı kuvvetler, polis teşkilatı, MİT gibi cumhuriyet kurumlarına değil, tek kişiye ve onun sadık adamlarına bağlı.
....