Daha önce bir yazımda sözünü etmiştim. Çocukluğumun en unutulmaz mekanlarından biri Bayram Dayı’nın dükkanıydı. Namı diğer Budak Gıda Pazarı.
Masif ahşaptan, boyası solmuş, ağır ve gıcırtılı kapısından girip tezgahın önüne geldiğimde, doğrudan o karton kutuya bakardım. İçindeki beyaz dökme gofretlerin görüntüsü ve kokusu başımı döndürürdü. Peşi sıra Elvan gazozuna bakardım.
Dükkandan dışarı adımımı atar atmaz çocuk aklımla ikisini üçünü üst üste koyup ısırırdım.
Bunu yapmamın ilk nedeni ağız dolusu çiğneyince tadının daha iyi geldiğini sanmamdı.
İkinci nedenim ise evde ağabeyime...