TÜBİTAK’ın Matematik, Fizik,
Kimya ve Biyoloji Olimpiyatları için
okulumuzu temsil edecek bir takım oluşturdular ve o takımda ben de
yer aldım.
Artık normal dersler ve etüt saatlerinin dışında olimpiyatlar için
de ders çalışıyorduk. Arkadaşlarımız kantinde takılırken ya da
çamlık yolunda volta atarken biz olimpiyat takımı olarak sınıfta
soru çözüyorduk.
Matematik Öğretmenimiz Fevzi Yamen’in sarı teksir
kağıtlarına basılmış soruları dağıtmasını, sonra kara tahtada teker
teker o soruları çözmemizi dün gibi hatırlıyorum.
Ramazan başlamıştı ve nihayet olimpiyat
sınavlarının yapılacağı hafta gelip çatmıştı. Doğu Anadolu
Bölgesi yarışmaları Erzurum’daydı. Daha
önce hiç Kars’ın dışına çıkmamıştım. Bu yüzden de
heyecanlıydım.
Babam, bize eşlik edecek öğretmene “Deniz Artvinlilerin
otelinde kalsın” dedi ama öğretmen “ben
sorumluluğu alamam, hep birlikte bir okulun yatakhanesinde
kalacağız” dedi.
Sınavdan bir gün önce Erzurum’a vardık.
Erzurum’un ortasından geçen
Erzincan’a devam eden ana yolunun kenarında bir
kampüse girdik. Kapıda “Erzurum İmam Hatip Lisesi”
yazıyordu.