Hafta sonu bir etkinlik için Çanakkale’deydim.
Pazar sabahı, kahvaltı yaparken Türkiye’nin en önemli kalp cerrahlarından Bingür Sönmez hocam Hürriyet Gazetesi’nin 14 Mayıs 2022 tarihli nüshasını bana doğru uzattı ve
“Şuna bir göz atsana, kumpas davalarında yapılan bütün usulsüzlükler tek tek anlatılmış” dedi.
Gazetenin 17-18-19. sayfalarını tamamen kaplayan, hatta 20. sayfaya sarkan bir tebligattı.
En tepede ilanı veren kurum, “T.C. Hakimler Savcılar Kurulu Genel Sekreterlik” olarak belirtilmişti.
İlanın konusu geçmişte ihraç edilen hakim ve savcılar Fikret Seçen, Resul Çakır, Davut Bedir, Mehmet Karababa, Murat Üründü, Hadi Çağdır, Nurullah Çınar, Bilal Bayraktar, Sedat Sami Haşıloğlu ve Hüseyin Ayar hakkındaki HSK kararlarıydı.
Söz konusu yargı mensupları bir dönem “Ergenekon”, “Balyoz”, “Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Çağdaş Eğitim Vakfı”, “Oda TV”, “1. ve 2. Poyrazköy”, “Amirallere Suikast” ve “Kafes Operasyonu Eylem Planı” gibi kumpas davalarında görev almışlardı.
Bingür Hoca'nın dikkat çektiği bir başka unsur da adı geçenlerin tamamının “adres” bilgisinin “MEÇHUL” olarak yazılmasıydı.
Oturdum bütün ilanı okudum. Başta da söylediğim gibi ilan üç buçuk gazete sayfasıydı. O yüzden hepsini burada aktaramam. Ancak bazı alıntı yapabilirim:
– ÇYDD ve ÇEV mensupları ile tüzel kişiliklerine, gazetecilere, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına karşı,
“… üst akıl tarafından ortak bir merkezde hazırlanan kumpasın hayata geçirilmesi için kendileriyle aynı illegal yapıya mensup kolluk kuvvetleriyle birlikte hareket etmek suretiyle, sistematik bir şekilde sahte ihbar mektupları ve dijital verilere müdahale ederek sahte deliller üretmek suretiyle hukuka aykırı iş ve işlemler yaptıkları, kişilerin özel hayatına müdahale ettikleri ve özgürlüklerini kısıtladıkları, adil yargılanma haklarına müdahale ettikleri…”
“… kumpas amaçlı sahte dijital deliller ürettikleri, atılı suçu işlediklerine dair sahte ihbar mektupları yazdıkları ve bunlar dışında herhangi bir delil olmadan soruşturmaları tutuklu yürüttükleri…”