İstifa açıklamasında, Türkiye’de günlerce konuşulacak bir tavır sergiledi. Tartışmalı iddialar ortaya attı. Mesela, kendisine, hatta ailesine ulaşan ve “katlanılmaz hale gelen” bir baskı ve tehdit ortamından söz etti. Sonra şu soruyu sordu:
“Ortaya çıkan manzarada bürokrasi devletin önüne, devlet milletin önüne ve en önemlisi sadakat liyakatin önüne geçmiş gibi görünmüyor mu?”
Ardından da hem siyaset, hem tıp ve biyoloji literatürüne geçecek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Metal yorgunluğu adı altında bu değişim ve yenilenme süreci AK Parti’de bir otofajiye dönüşmüştür.”
AK Parti, Uğur’un açıklamalarından sadece “tehditler” kısmını ciddiye alıp yanıt verdi. Oysa Uğur baskıdan da söz etmiş, baskının partiden geldiğini ima etmişti.
Uğur’un açıklamalarını tekrar hatırla(t)mamın nedeni şu: