Son 20 yılda İsrail denince aklımıza hep
kuşatılmış Gazze gelse de
İsrail’in kurulduğu 1948’den
Camp David Anlaşması’nın imzalandığı
1978’e kadar geçen 30 yıla
İsrail’in Mısır,
Ürdün ve Suriye gibi
Arap ülkeleriyle yaptığı savaşlar damgasını
vurdu.
“6 Gün Savaşları” diye anılan
1967 savaşında İsrail,
Mısır’dan Sina Yarımadası’nı,
Suriye’den Golan Tepeleri’ni
Ürdün’den Batı Şeria’yı
almıştı.
Bu nedenle o savaştan beridir İsrail’e en fazla
yapılan çağrı “5 Haziran 1967 sınırlarına dön”
olmuştu.
Cemal Abdul Nasır’ın ardından
Mısır’ın başına geçen Enver
Sedat, Birleşmiş Milletler (BM)
nezdindeki barış çabaları sonuç vermeyince harekete geçti. En büyük
müttefiki 1970’de darbeyle
Suriye’de iktidara gelen Hafız
Esad oldu. İkili bir Arap Koalisyonu’na
öncülük etti.
ORUÇLU ASKERLERİN SAVAŞI
İşte o koalisyon 6 Ekim 1973 günü sürpriz bir
taarruz başlattı. O gün Yahudiler Yom Kippur,
İslam dünyası ise Ramazan orucu tutuyordu. O
nedenle yakın tarihi yazanlar o savaşa “Yom Kippur
Savaşı”, “Ramazan Savaşı”, “Ekim
Savaşı-Harbi Teşrin” gibi isimler verdi.
İşte o savaşın ilk üç gününde Mısır güneyden
Sina Yarımadası’na, Suriye
kuzeyden Golan Tepeleri’ne girmiş ve ilerlemişti.
Dönemin iki süper gücü ABD ve Sovyetler
Birliği’nin orduları Doğu Akdeniz’de
birbirlerini kontrol altında tuttuğundan Baasçı Araplar,
Kızıl Ordu’dan bekledikleri desteği göremediler. Savaşın
6. gününde İsrail yeniden taarruza geçip, bütün
cephelerde Arap Koalisyonu’nun geri çekilmesini
sağlamıştı.
BM’nin devreye girmesi ile son ateşkes 19.
günde, yani 25 Ekim 1973’de sağlanmıştı.
1978’de Camp David’de
Mısır Sina Yarımadası’nı geri
almıştı ama İsrail, Golan Tepeleri konusunda geri
adım atmamıştı.
Aradan geçen yarım asırda İsrail fiilen işgal
ettiği bölgeyi yerleşimcilere açtı ve 20 bin kişiyi bölgeye
taşıdı.
Buna karşın, Golan Tepeleri uluslararası
literatürde “İsrail işgali altındaki Suriye
Toprakları” olarak kalmıştı.
NETENYAHU VE TRUMP FIRSATÇILIĞI
Suriye iç savaşı çıktığı günden beri
İsrail’in Golan’daki askeri yığınağı artmıştı.
Özellikle İran Devrim Muhafızlarının
Golan sınırlarına kadar gelmesi bahane edilmişti.
Ruslar, İran’ı Golan’dan
70-80 kilometre içeride tutacaklarına dair
İsrail’e güvence verseler de bu sözü yerine
getirmemişti.
Ülkelerinde siyaseten sıkışan ve yaklaşan seçimleri kazanmak
isteyen Donald Trump ile Binyamin
Netenyahu, sıkça görüşüp ortak politikalar belirliyor.
“ABD Elçiliğinin Kudüs’e taşınması”,
Trump’ın test hamlesi oldu ve birkaç öfkeli
açıklama ile BM’deki nafile toplantılar kendisine
cesaret verdi. Suriye’deki iç savaşın geldiği
nokta da “Golan Tepeleri’nin İsrail toprağı olarak
tanınması” adımının atılması için en elverişli
konjonktürdü.
Avrupa Birliği, Birleşmiş
Milletler gibi uluslararası kuruluşlar ve
Türkiye gibi bir çok ülke
Trump’ın bu adımına da “şiddetle”
karşı çıkıyor ama Trump, Büyükelçiliği
Kudüs’e taşıma işinde olduğu gibi
Golan tepkilerini de ciddiye almıyor.
ESAD’IN DEĞİL SURİYE’NİN MESELESİ