Ancak, “efsane” olarak anılması ve tamamlanması gereken bir kariyer, bir “milli mesele” olarak sonlandı.
Gönül isterdi ki...
Terim’i sadece futbolculuğu, futbol adamlığı ve maç istatistiklerindeki rakamlarla konuşsaydık. (Bunu yapabilseydik, Terim’in Adanademirspor’da 16 yaşında başlayan futbol kariyerinin büyük bir “başarı hikâyesi” olduğunu görür ve en başta hakkını teslim ederdik.)
Bunun yerine, hukuk devletinin değil, kendisinin adaletini hayata geçirmeye çalıştığı, bunu da doğru olanı yapmış gibi savunduğu kebapçı baskınını, futbolcularla ve gazetecilerle atışmaları, aldığı astronomik maaş ve primleri konuşmak zorunda kaldık.
Gönül isterdi ki...
Kritik maçlardan önce ya da devre aralarında futbolcuları motive etmek için yaptığı konuşmaları ansaydık.