2023 için çok şey söyleyebilirsiniz.
2023’ten mutluluk, sağlık, huzur, para, terfi bekleyebilirsiniz.
2023’te bu dileklerin ne kadarı gerçekleşir bilmiyorum ama 2023’te “siyasette kesin olacak” diyebileceğim şeyler var.
Her şeyden önce “geldik sona” diyeceğiz.
Mesela Altılı Masa gelecek iki hafta içinde “geldik sona” diyecek.
Perşembe günü olmasa da bir sonraki toplantıda artık ortak Cumhurbaşkanı adayının kim olacağını öğreneceğiz.
Çok büyük ihtimalle CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin büyük desteğiyle CHP'nin adayı olarak kendi ismini masaya koyacak. Büyük ihtimalle İYİ Parti lideri Meral Akşener ve DEVA lideri Ali Babacan dışında kimsenin itirazı olmayacak. Akşener “kazanacak aday”, Babacan “farkla kazanacak aday” diyecek olsa da Kılıçdaroğlu, “siz parti tabanınızla arkamda durun, ben kazanırım, hem de farkla…” sözleriyle ısrar edecek.
Böylece karşımıza iki ayrı “son” ihtimali çıkacak.
– Birinci ihtimal “ortak aday” çıkarmaları: Ya Kılıçdaroğlu, Akşener'i ve Babacan'ı kendi ismini kabul etmeye ya Akşener ve Babacan Kılıçdaroğlu'nu adaylıktan vazgeçmeye ikna edecek. Akşener'i Cumhurbaşkanı Yardımcısı, diğer liderleri de geçiş kabinesinde bakan yapmayı isteyen Kılıçdaroğlu'nun muhalefetin ortak adayı olma ihtimali şu anda daha yüksek. Büyük ihtimalle HDP tabanı da Kılıçdaroğlu'na tam destek verecek.
Bu ihtimal, iktidara “geldik sona” dedirtecek. Zira kamuoyu araştırmalarının büyük bölümü, çok büyük bir hata yapmadıkları sürece, muhalefetin ortak adayla seçime gitmesi halinde hem TBMM seçimlerini hem Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacağını gösteriyor.
– İkinci ihtimal, birden fazla muhalefet adayı: Kılıçdaroğlu, Akşener ve Babacan görüşlerinde ısrar edebilir ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın karşısına birden fazla muhalefet adayı çıkabilir. Böyle bir durum Altılı Masa'nın dağıldığı anlamına gelir ve Büyük ihtimalle Erdoğan için yeni bir seçim zaferi getirir.
İşte o zaman “geldik sona” diyecek olanlar Altılı Masa'daki altı lider olacak. Zira halk, bu kadar sıkıntının ve büyük bir ekonomik krizin yaşandığı, adaletin mumla arandığı, eğitim ve sağlık sisteminin başa döndüğü bir atmosferde dahi seçim kaybeden muhalefeti affetmeyecek. Ortak bir aday belirleyemeyen ve seçimi altın tepside Erdoğan'a sunan liderleri, 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra olduğu gibi, siyasi tarihimizin tozlu raflarına kaldıracak.