Türkiye ekonomisinin geldiği noktayı anlamak için her kesimin karşı karşıya olduğu durumu yerinde görmek, anlamak lazım.
İŞSİZLER için hayat gerçekten zor.
İşsiz kalmış “EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLAR” için durum daha vahim. Yıllarca prim ödemişler, emeklilik hakkını kazanmışlar ama yaş sınırı nedeniyle emekli olamamışlar. “Yaşları geçtiği” gerekçesiyle de iş bulamıyorlar.
Biz özel sektörün MAAŞLI ÇALIŞANLARInın, MEMURLARın, ASGARİ ÜCRETLİLERin, EMEKLİLERin durumu ortada: Yılda bir ya da iki kez belli bir oranda maaş zammı alıyoruz, o zam da hayat pahalılığı karşısında bir iki ayda eriyip gidiyor.
Geri kalan zaman ise tamamen “ayakta ve hayatta kalma mücadelesine” döner.
Peki ya bu ekonomik koşullarda küçük ve orta ölçekli işletmelerin sahipleri, sanayiciler, turizmciler, yani çalışan kesime göre daha “zengin” olanlar ne yapıyor?
Bu soruyu önceki akşam bir yemekte önemli bir sanayiciye sordum o da anlattı.
Başı derde girmesin diye ismini vermeyeceğim.
20 Aralık 2021 gününe dek Cumhur İttifakı'ndaki bir partiye oy vereceğini söylüyordu. Oy verdiği partinin fanatik bir taraftarıydı. Biz siyaset konuşurken, kendisine ülkede yaşanan tuhaflıkları, özellikle de ekonomide yaşanan gelişmeleri anlattıkça “olsun Reis'in ve Devlet Bey'in bir bildiği vardır” diyordu.