BİRİNCİ Dünya Savaşı’nın en kritik aşamasında, Britanya Savaş
Konseyi, Çanakkale Boğazı’ndan geçerek İstanbul’u denizden işgal
etmeyi planlar.
1915’in Şubat ayında harekete geçen Britanya donanması, bir ay
boyunca Çanakkale Boğazı’nı koruyan Osmanlı tabyalarına ağır
saldırılar düzenlese de hedefine ulaşamaz. En büyük taarruz, 18
Mart 1915 günü başlar. O da Osmanlı ordusunca püskürtülür.
Her 18 Mart’ta “Çanakkale Deniz Zaferi” olarak kutlarız o tarihi
savunmayı.
Denizdeki yenilgiye rağmen vazgeçmeyen itilaf devletleri, sahildeki
Osmanlı bataryalarını karadan ele geçirmeye karar verir. Birleşik
Krallık bayrağı altında Avusturya ve Yeni Zelendalılardan oluşan
ANZAC (Australian New Zealand Army Corps) Kolordusu, Fransızların
da desteği ile 25 Nisan 1915 günü 5 ayrı noktadan Gelibolu
Yarımadası’na çıkar. Kara savaşları başlar.
Yaklaşık üç buçuk ay, kıran kırana çatışmalar yaşanır ve Osmanlı ordusunun inatçı direnişi kırılamaz. 6 Ağustos 1915’te Arıburnu’nun kuzeyindeki Suvla Koyu’na yapılan çıkarma da Osmanlı ordusunun direnişi nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanır. 9 Ağustos 1915’te tarihe Birinci Anafartalar Muharebesi olarak geçen Osmanlı Taarruzu gerçekleşir. ANZAC birlikleri sahile kadar geriler. Bir gün sonra Kocaçimentepe-Conk Bayırı hattındaki Osmanlı taarruzu ANZAC askerlerini daha da geriye iter. Peşi sıra gelen ANZAC taarruzuyla yaşanan ikinci Anafartalar Muharebesi de Osmanlı savunmasının başarısıyla sonuçlanır. ANZAC ve Fransız kuvvetleri Aralık 1915’te Gelibolu Yarımadası’nı terk etmek zorunda kalır.