Depremden sonraki üç günde ne yazık ki deprem riski ve hazırlıksız oluşumuzdan çok, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun dışlanıp/dışlanmadığını tartıştık.
Ben de İmamoğlu’nun yok sayıldığını yazanlardan biriydim. Yazdığımın arkasında duruyorum. Nedenini anlatayım:
Deprem 14:00 sularında oldu.
Yıkım yaratacak büyüklükte bir deprem olmamasına rağmen, panik yaşanmasına yetmişti. 1999 depremindeki “iletişim sorunları”, tam 20 yıl sonra yeniden karşımıza çıkmıştı. İletişim şirketleri çuvallamıştı.
Sağlıklı bilgi için İstanbul’dan gelecek haberlere bakıyorduk.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay AFAD'ta, İmamoğlu AKOM'da gelişmeleri takip ediyordu.
26 EYLÜL (DEPREM GÜNÜ) MANZARASI
Olur olmaz herkes canlı yayınlardaydı ama İmamoğlu'nun basın toplantılarını ancak sosyal medyadan ya da bir-iki TV kanalından duyabiliyorduk. “Ana akım medya” deprem gibi bir ulusal mesele olmasına karşın İmamoğlu'nu görmezden geliyordu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı'nda basın toplantısı yaptığında depremin üzerinden henüz bir buçuk saat geçmişti. Erdoğan şöyle diyordu: