Dolar kurundan söz ediyorum.
Keşke dolar kurunu yumrukla tepetaklak edebilsek.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, 2
Mart 2019 günü Rize’de, “O
saldırıda birileri Türkiye ekonomisi batacak diye hayaller kurdu.
Ancak biz o saldırılara karşı masaya yumruğumuzu vurduk ve doları 5
liraya düşürdük” dediğinde 1 dolar, 5 lira 35
kuruşa denk geliyordu.
Aradaki 35 kuruşluk farkın ihmal edilecek bir
küsurat olarak görülmesine sevinsem mi üzülsem mi bilemedim.
Albayrak o kadar kendinden emin ve iyimser
konuşuyordu ki ekran başında dinlerken ister istemez “Türk
Lirası’nın ABD Doları’na karşı çok güçlendiği ve geri dönülmez bir
noktaya geldiği” hissine kapılıyorduk.
Oysa, Merkez Bankası’nın resmi arşivi
2019’un başından beri şubat
ayının ilk birkaç günü hariç, dolar kurunun hep 5 lira 25
kuruş ile 5 lira 50 kuruş arasında inip
çıktığını söylüyordu.
Donald Trump’ın geçen hafta
İsrail işgalindeki Suriye
toprakları olan Golan Tepeleri’ni
İsrail toprağı olarak tanıyacaklarını duyurması ve
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın
Trump’a tepki göstermesinin ardından dolar kuru
yeniden 5.95 seviyesini gördü. Türk Lirası’nda bir
günde yüzde 7’ye yakın değer kaybı yaşandı.
Ülkenin ekonomik verileri sağlamsa, hükümetin dediği gibi
“dış kaynaklı bir operasyonla” karşı karşıyaysak,
ekonomi yönetiminin o sağlam veriler sayesinde bu saldırıyı
savmasını beklemek hakkımız.
Sorunun dış kaynaklı saldırıdan mı ülkedeki ekonomik durumdan mı
kaynaklandığını bu sabah piyasalar açıldığında göreceğiz.
ACEMOĞLU’NA KULAK VERİN Neticede ekonomi biliminin
kuralla...