İlk durağımız 4 Eylül 2013. Yer Milli Eğitim Bakanlığı.
Seviye Belirleme Sınavı’nın (SBS) kaldırıldığı açıklanmıştı. O gün Bakan koltuğunda kameraların karşısına geçen Nabi Avcı, yapılan değişikliği “ortaöğretime yerleştirme sisteminde yapılan güncelleme” olarak özetliyordu. Avcı, ilgili bütün tarafların katılımıyla 16 şehirde çalıştaylar düzenlenerek hazırlanan yeni sistemi (Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi-TEOG’u) öğrencilere şöyle anlatıyordu:
"2013-2014 eğitim-öğretim yılından itibaren uygulanacak yerleştirme mantığı sayesinde okullara alternatif olarak ortaya çıkan kurumlara (dershanelere, etüt merkezlerine) artık ihtiyaç duymayacaksınız. Ailelerinizle, arkadaşlarınızla daha çok vakit geçireceksiniz. Senede bir kere yapılan, telafisi olmayan SBS yerine, yeni bir sınav getirmiyoruz. Sene içerisinde zaten yapılmakta olan yazılı sınavları, her dönemde birer tanesini, daha kontrollü bir biçimde yapmak. Sistemin özü, çocuklarımızı rahatlatmak."
TEOG’UN AVANTAJLARI SAYMAKLA BİTMİYORDU
Bakan Avcı yeni modelle artık “öğrenci başarısını anlık bir performansa dayalı olarak değil, geniş bir zaman dilimine yayarak belirleneceğini” vurguluyordu. Yeni modelin amaçları da şöyle sıralanıyordu:
-Öğrenci-öğretmen ve okul ilişkisini güncellemek, güçlendirmek