Dedem Alirıza’nın çocukluğunu geçirdiği Mragol köyü, şu anda Gürcistan topraklarında.
Ne zaman göç meselesini açsam, kendisine iki soru sorardım:
“Niye kaçtınız” ve “Neden sınırı geçer geçmez durdunuz? Denizi görene dek gitseydiniz ya”.
İlk sorunun yanıtı çok netti. Dedemin yaşıtı kuzenlerinden Bino (Binali) Dede’ye sorduğumda da aynı yanıtı almıştım:
“Biz Müslümanız. Komünistler, dinimizi, kültürümüzü yaşamamıza izin vermez diye korkmuştuk.”
Haklı çıktıklarını, 2000’li yıllarda, orada kalıp da 1944’te Stalin’in emriyle trenlere doldurulup, Kazakistan’da, Özbekistan’da ve hatta Sibirya’da indirilen akrabalarımızın varlığını öğrendiğimizde fark etmiştik.