Üniversite için Ankara’ya geldiğimde 16 yaşımı daha bitirmemiştim…
Ankara’daki üçüncü yılımda ancak 18 yaşımı doldurabilmiştim.
Bu yüzden üçüncü yıla kadar ne kahvehaneye ne bara girebilmiştim (Malumunuz 16 yaşında bir çocuğu “öğrenci olaylarına karıştın, toplu gösteri ve yürüyüş yasasına muhalefet ettin” diye gözaltına alabilen, fiziki ve psikolojik işkence yapabilen devletimiz, aynı çocuğun kahvehaneye ya da bara gitmesine izin vermiyor).
O iki buçuk yıl bitmek bilmemiş, hayatımın en uzun dönemi olmuştu.
Bir an önce 18 yaşını doldurabilmek, arkadaşlarımla bir yerlere gidebilmek için can atıyordum.
18 yaşımı doldurduğum gün arkadaşlar Cebeci’de Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin karşısındaki bir binanın birinci ya da ikinci katındaki bir bara davet ettiler. Değişik bir mutluluk yaşıyordum. O gün gelmişti ve ben de artık istediğim yerlere gidebiliyordum.