Ülkeyi yönetenler, ister seçilmiş ister atanmış olsun, millete hesap vermek zorundadır.
Son dönemlerde demokrasimizin en büyük kayıplarından biri “şeffaflık” ise bir diğeri de yönetenlerden demokratik yollarla hesap sorulabilmesi ya da yönetenlerin millete hesap verebilmesidir.
Ne yazık ki AK Parti iktidarında bir yöneticinin halka hesap vermesi, hatasından dolayı özür dilemesi, hatta istifa etmesi unuttuğumuz davranışlardan biri oldu.
İstanbul'u felç eden son kar fırtınası, demokrasimizin bu yanını test etmemiz açısından önemli bir vesile oldu.
İktidar, bakanlarıyla, valisiyle, hatta istihbaratıyla, medyasıyla sosyal medya trolleriyle, “vurun Ekrem'e” havası oluşturdu.
Devlet gücü kötüye kullanıldı!MOBESE kameraları tarandı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun makam aracı kamera tanıma sistemlerinden tespit edildi, İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Sir Dominick Cilchott'le buluşması takip edildi fotoğraflandı ve yasadışı bir buluşma gibi yansıtıldı.
Neticede “İstanbul kara teslim oldu Ekrem İmamoğlu Balıkçı'da” mesajı kamuoyuna pompalandı.
Her adımı takip edilen, Bodrum'da ya da Erzurum'da yaptıkları aynı şekilde hedefe konulan İmamoğlu'nun afetle mücadele edilen bir dönemde dikkat etmesi gerekirdi elbette.
Hava koşullarını gerekçe gösterip yemeği iptal de edebilirdi. Büyükelçi Cilchott'u AKOM'da da ağırlayabilirdi.
Ancak şunun da altını söyleyeyim, yazdığım bu öneriler, bu hükümetin kopardığı kıyametin, yaptığı yaygaranın haklı olduğunu da göstermez.
19 saatlik bir esaretin bir saatlik bir yemek nedeniyle sonlandırılamadığını düşünmek tam anlamıyla aymazlıktır.
İmamoğlu, her şeye rağmen çıkıp hatasını kabul etti ve özür diledi.
“Tek bir vatandaşı mağdur ettiysek özür diliyorum” dedi.
Doğrusunu yaptı.
Şimdi Sıra Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu'na geldi. Karayolları Genel Müdürlüğü'nün sorumluluğunda olan yollar da kar fırtınası sırasında kapanmıştı.
Kendilerinin o 17 saatlik afet saatlerinde nerelerde yemek yediklerini biliyorum ama bunun bir önemi yok. Zira bakan işin başında olsaydı da otobanlardaki insanları kurtaramayacaktı.
İmamoğlu mağdurlardan nasıl özür dilediyse, Karaismailoğlu'nun da kendi sorumluluk alanına giren yollardaki kar mağduriyeti için özür dilemesi gerekir.
Sadece Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu mu?