Biraz yaklaşınca gördüm ki o pırıl pırıl gençlerin çoğu 2
milyondan fazla aday arasında ilk bine girmeyi başarmıştı.
Dolayısıyla da üniversiteler onları değil, onlar üniversiteleri
seçiyordu.
Eminim, aynı araştırmayı sadece ODTÜ’de değil,
Hacettepe Tıp Fakültesi’nde,
Boğaziçi’nde, Galatasaray’da ya
da Koç, Bilkent
ve Sabancı gibi vakıf üniversitelerinin
tam burslu bölümlerinde de yapıyorlardı.
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Haluk Özen’in
sadece 30 öğrenci alacakları “Yapay Zeka
Mühendisliği” bölümünü gazetecilere anlatırken yüzüne
yansıyan haklı gururu görseydiniz keşke.
Prof. Özen’in yeni bir adım atarken saklayamadığı
o gurur ve heyecan, üniversite arayan zeki gençler kadar, onları
doğru yönlendirecek, ihtiyaçlarını karşılayacak, hepsinden
önemlisi, genç beyinleri geleceğe taşıyacak vizyona sahip
rektörlere, akademisyenlere ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu da
gösteriyordu.