Yeni sistemde TBMM’nin geri planda kaldığına dair güçlü bir algı
var. Öyle ki İstanbul Büyükşehir Başkanlığı, TBMM Başkanlığı’nın
önüne geçebiliyor ve TBMM Başkanı İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanlığı’nı tercih edebiliyor.
AK Parti, İstanbul adayı Binali Yıldırım’dan
boşalan TBMM Başkanlığı için TBMM Başkanvekili Mustafa
Şentop’u tercih etti.
Hukukçu Şentop, üslubu ve hukuk devleti
konusundaki tavırlarıyla muhalefetin de sıcak baktığı bir isim.
TBMM’de dün yapılan seçimler öncesinde kendisiyle konuşma fırsatı
buldum. Başkanlığı döneminde önceliklerinin ne olacağını
sordum.
Sözlerine TBMM Başkanlığı’nın icracı bir makam olmadığını
hatırlatarak başladı. Yeni sistemde yürütme ile yasamanın uyumunu
sağlamayı hedeflediklerini söyledi. Yürütmenin yanında yasamanın da
güçlenmesi gerektiğine dikkat çekti.
Bütün görüşlerin, eleştirilerin TBMM’de dile getirilmesinin önemli
olduğunu vurgulayan Şentop, “Kavgayla, gürültüyle,
çatışmayla sonuç almak mümkün değil. Sataşmadan,
kişiselleştirmeden, rencide etmeden, hakaret etmeden eleştirmek
mümkün. Yumuşak bir lisan şart” dedi.
Şentop’un “güçlü yasama” arzusuna
katılmamak mümkün değil.
Çünkü anayasamızın değiştirilemez maddelerinden birinde Türkiye
Cumhuriyeti’nin “demokratik, laik, sosyal bir hukuk
devleti” olduğu yazar. Anayasanın koyduğu bu normun
korunabilmesi için gerekli “denge ve denetleme”
mekanizmasının güvencesi de millet adına TBMM’dir.
TBMM’nin kurtuluş ve bağımsızlık savaşının adeta ana karargahı
olmasından, Cumhuriyeti ilan, devleti inşa etmesinden aldığı bu
gücü yeniden görünür hale getirmeye ihtiyacımız var. Sosyal medyada
bıkmadan usanmadan Kars ve Ardahan’ın reklamını...