Ben sosyal medyada Geveze’den (Jozi Zalma) dinledim.
Tıp fakültesini yeni bitirmiş bir doktor, pratisyen hekim olarak ilk görev yerine, Akyaka sağlık ocağına atanır. Orada yaşadığı ilk geceyi şöyle anlatır:
“Gençtim, bekârdım. Küçük bir ilçeydi gittiğim yer. İlk
gece bir eve misafir olmuştum. Tren istasyonunun hemen yanında bir
evdi. Akşam yemeğinden sonra çaylarımız gelmiş, sohbetler
edilmişti. Üzerimde yol yorgunluğu, geldiğim yeni yerin yabancılığı
vardı. Saatler ilerliyor, ağır bir uyku beni içine çekiyordu. Ev
sahibine bir şey de diyemiyordum. Bir müddet daha geçti; yine bir
hareket yoktu. Evin büyüğü olan Hacı anneye sıkılarak:
– ‘Anneciğim, sizin buralarda kaçta yatılıyor’ dedim.
Hacı anne:
– ‘Evlâdım treni bekliyoruz. Az sonra tren gelecek, onu bekliyoruz’
dedi.
Merak ettim, tekrar sordum:
– ‘Trenden sizin bir yakınınız mı inecek?’
Hacı anne:
– ‘Hayır evlâdım, beklediğimiz trende bir tanıdığımız yok. Ancak
burası uzak bir yer. Trenden buraların yabancısı birileri inebilir.
Bu saatte, yakınlarda, ışığı yanan bir ev bulmazsa, sokakta kalır.
Buraların yabancısı biri geldiğinde...