Bugünler rençber (geçimini topraktan sağlayan) Anadolu insanı için hasat zamanıdır. Batıda buğday, doğuda haros (nadasa bırakılan tarlada yetişen ot) için ya yollarda ya tarladaydı herkes. Güne yan tarladaki komşuya “bereketli olsun” diyerek başlıyorlardı.
Kiminin arkasında ot dolu römork, kimi biçer olmuş, kimi dolmuş
gibi yolcu taşıyordu.
Sabah geçtiğim Kırıkkale ve
Yozgat civarında uyku mahmurluğu, öğlen vardığım
Sivas ve Erzincan civarında
(öğlen sıcağından olsa gerek) ter, akşam ulaştığım
Erzurum ve Kars civarında ise
yorgunluk çökmüştü insanların yüzüne. Hepsinin ortak yanı
“kavruk” tenleri ve nasırlı elleriydi. Hani moda
tabiriyle “amele yanığı”ydı hepsi: Başları, elleri
kararmış, elbise altında kalan yerleri beyaz.