Çünkü 2003’teki Amerikan işgalinden sonra yapılan Anayasa’ya göre Irak petrollerinden elde edilen gelirlerin Merkezi Irak yönetimine verilmesi, onların da bu gelirlerin yüzde 17’sini Kuzey Irak’taki bölgesel yönetime aktarması gerektiğini biliyordum. (Irak Anayasası yazılırken “Irak’ın doğal kaynakları bütün Irak Halkına aittir” görüşünü savunan Türkiye, bu düzenlemeyi desteklemişti.)
“BAĞIMSIZLIĞA GİDEN ADIM OLUR” UYARISINA RAĞMEN ERBİL İLE ANLAŞMA
Ancak, dün Irak Bölgesel Yönetim Başbakanı Neçirvan Barzani, “Vanayı kapatamazlar, Türkiye ile anlaşmamız var” dedi. Ardından, önceki AK Parti hükümetlerinde önemli görevlerde bulunmuş bir bakan, “17/83” paylaşımı konusunda bilgilerimin eksik olduğunu söyledi. Çünkü, Ankara ile Erbil arasında Bağdat’ı ve Irak Anayasası’ndaki “17/83” paylaşım düzenini bay pas edecek, Ankara’nın Kuzey Irak’tan doğrudan petrol alıp, parasını Türkiye’de bir kamu bankasında açılacak Kuzey Irak Yönetimi hesabına yatıracağı bir anlaşma imzalanmıştı.
Ankara, Bağdat’a da “Ödediğimiz her kuruşun hesabını tutuyoruz, aranızdaki sorunu çözünce Kuzey Irak Yönetimi ile mahsuplaşırsınız” garantisi vermiş, ama Bağdat’ın tepkisini dindirememişti.
ABD de Türkiye’yi “böyle bir anlaşma Kuzey Irak yönetimini bağımsızlık adımına yöneltir” diye uyarmakla kalmayıp, dönemin Dışişleri Bakanı John Kerry aracılığıyla Mesud Barzani’yi “Bağdat’ın onayı olmadan Türkiye’yle ya da başka üçüncü taraflarla anlaşma imzalamayın” diye uyarmıştı.
BARZANİ “ANLAŞMA 50 YILLIK” DEMİŞTİ