Durun hemen heyecan yapmayın.
Manda yoğurdundan, kestane balından ya da Medine hurmasından söz etmeyeceğim.
Bildiğiniz, ramazan menülerinin vazgeçilmezi olan hurmadan söz edeceğim.
Bunu yaparken de bir riyakarlığı teşhir etmeye çalışacağım.
Malumunuz, İsrail’in Filistin’e yönelik katliamlarını protesto etmek için bazı gazlı içecekleri boykot ediyoruz. Kamuyla ilgili yerlere, Türk Hava Yolları uçuşlarına, özel yolcu salonlarına artık o meşhur içecek giremiyor.
O meşhur içecek giremiyor ama Kudüs hurması, yani İsrail hurması her akşam sofralarımıza ulaşabiliyor.
★★★
Nereden mi biliyorum?
Filistinli bir şairin, Necvan Derviş’in isyanından.
Kültür Sanat Edebiyat Dergisi “yeniE”nin 28 numaralı şubat mart sayısında rastladım Derviş’in söyleşisine. Derginin yayın kurulu tarafından yapılan söyleşiyi, Olgun Dursun tercüme etmiş.
İsrail’in kriminal bir rejim olduğunu ve sadece Filistin’e değil bütün bölge ülkelerine kötülük yaptığına dikkat çekiyor Necvan Derviş.
Sonra da çok ilginç, kendi tabiriyle “mikro” örnekler veriyor.
Bu örneklerden biri ABD’nin Irak operasyonu, İsrail ve hurmayla ilgili. Aynen aktarıyorum:
“Irak hurma üretiminde dev bir ülkeydi. Amerikalılar Irak’ı işgal ettiğinde, İsrail’den bir grup tarım uzmanı Mossad ajanlarıyla birlikte Irak’a giderek Irak’taki hurma ağaçlarının tüm türlerini çaldılar. İşgal altındaki Filistin’e, (İsrail’e) getirdiler ve Irak’tan çalınan bu hurmalardan, teknolojiyle kendi hurmalarını yetiştirdiler. Ülke büyük yıkıma uğradığı için Irak hurma ihracatını durdurmak zorunda kaldı. Dini bütün Türklerin ramazanda ya da her gün masalarında yedikleri şeyin adı Kudüs Hurması. Oysa Kudüs hurması çalınan Irak hurmasıdır ve şimdi İsrailliler tarafından Türkiye’ye satılıyor. Yani, dindar Türkler, Müslüman kardeşlerini öldüren İsrail’i ekonomik olarak destekliyorlar. Demek istediğim şu: Eylemlere gitmeden önce, Kudüs hurması almaktan vazgeçin.”
★★★
Filistinli Şair Derviş’in bu sözlerini okuduktan sonra merak edip sahadaki duruma baktım. İsrail yılda 350 milyon dolarlık hurma ihraç ediyormuş.