Ali Rıza Dedem tırpanları özenle dövmüş örsün yanına sıra sıra dizmişti.
Oturduğu örste yüzünü bize doğru dönüp birinci sigarasını yaktı. “Acıktınız mı” diye sordu.
“He, acıktık” dedim.
Çayıra gün doğmadan önce geldiğimizden yemeği daha öğlen olmadan yerdik.
Yemek dediğime bakmayın, lavaşın içine biraz taze çeçil koyar, bir de domates alıp ısıra ısıra yerdik. Şanslıysak biraz da yeşil soğan olurdu.
Çay için tetenle (merada kurumuş sığır gübresi) yaktığımız ateşin içinde kartol da (patates) pişirdiysek ve tatlı yerine de karpuz varsa o yemek ziyafete dönüşürdü.