Hal hatır sorduktan sonra söz İstanbul seçimlerine geldi. AK
Parti içinde artık “muhalif” saflarda sayılanı, “Sayın
Cumhurbaşkanı’nın dünkü (MÜSİAD) konuşmasından sonra YSK hayatta
‘ret’ kararı veremez” dedi. Ben hukuki argümanlar sunmaya
çalışırken, O Erdoğan’ın YSK’ya yönelik sert cümlelerini
sıraladı.
“Bahse girelim o zaman, yemeğine” dedim.
Bu sırada diğer milletvekili araya girdi. “Ben de girerim ama yemek
kurtarmaz beni” dedi. “Benimle mi” diye sorunca, “Hayır” dedi.
Şaşırdım. Seçimin iptalini isteyen biri olarak bildiğim birinin
seçim iptal olmayacak iddiasıyla bahse girmek istemesi garip
geldi.
O da benim gibi hukuki gerekçeler öne sürdü.
Aynı gün, başkalarından da “Cumhurbaşkanı’nın MÜSİAD konuşmasından
sonra o YSK’dan ‘ret’ kararı çıkmaz” cümlesini duydum.
Nerden baksan tutarsızlık
Neticede YSK dün kararını verdi.
Biz hukuki argümanlar sunarak “ret” kararının çıkacağını savunanlar
kaybettik.
“Cumhurbaşkanı’nın bu açıklamasından sonra iptal çıkar” diyenler
kazandı.
Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı seçim, “Bazı sandık kurullarının, ilçe
seçim kurullarınca kanuna aykırı oluşturulması ve bu hususun da
seçim sonucuna müessir olması” gerekçesiyle iptal edildi.