Merhaba Arkadaşlar;
Ülke olarak en büyük korkumuzla yeniden yüzleşmek zorunda
kaldığımız, önce psikolojik akabinde fiziksel olarak zor günler
geçiriyoruz. Elazığ ve Malatya’da art arda meydana gelen depremler,
yıkılan binalar ve ölen vatandaşlarımıza adeta kan ağlıyoruz. Ama
her doğal afet zamanında olduğu gibi hızlıca birlikte olup rekor
yardımlarla yaralarımızı onarmaya da çalışıyoruz. Türkiye’nin
yükselen burcunun Yengeç olmasından olsa gerek, doğal afet
zamanları siyasi veya daha bilimum farklılıklarımızı bir kenara
koyup yardıma hazır bir hale geliyoruz. İnşallah bir daha böyle
büyük acılar ile yine karşılaşmayız. En kısa sürede bilinçlenir,
gerekli bilimsel gelişmeler ve yapılanmalar yapılır.
Böyle zamanlarda en çok astrologlara sorular gelir. Bir daha deprem olacak mı? Olacaksa ne zaman, nerede, kaç şiddetinde gibi birçok soru ile karşılaşırız. Astrolojik olarak depremler öngörülebilir mi? Bunun sınırı nedir, elimizdeki bilgilerle ne derece sonuçlar alabiliyoruz biraz bundan bahsetmek istiyorum. Zira tam da deprem zamanı, insanların korku ve endişelerinden beslenen vampir astrologların da olması bu detaylı yazıyı yazmama neden oldu. Çünkü böylesi doğal afet zamanları aslında sağduyuya, yardım etmeye ve insanları rahatlatmaya daha çok ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Ve daha da önemlisi tam da böyle kriz zamanlarında elimizdeki bilgi faydalı olmadığı sürece kullanmanın da yersiz olduğu düşüncesindeyim.
Astrolojik olarak depremler öngörülebilir mi? Bu sorunun cevabı hem evet hem de hayır! Ama bunu açıklayabilmem için öncelikle astrolojinin çalışma prensibinden bahsetmem gerekli. Astroloji öncelikle sembolleri okuma sistemi aslında. Burada asıl mesele sembolleri doğru ve objektif değerlendirebilmekte. Tabii bu sembolleri okurken teknolojiden, matematikten, felsefeden ve istatistikten faydalanırız her defasında. Bu ögelerin hepsini akılla ve objektif bir şekilde okumaktır asıl beceri ve hüner. Bu yüzden de astroloji eğitimleri uzun süreli eğitimlerdir, sadece mesele bilmek veya bilgi değil astrolojik olgunluğa ulaşmak da epey zaman alır.
En basit hali ile astrolojinin temeli 4 element üzerine kurulur; Ateş, Hava, Toprak ve Su. Ve bu 4 element 4 farklı kalite ve doğayı sembolize eder; kuru, sıcak, soğuk ve nemli. Bu 4 elementi temsil eden burçlarda Ateş elementi (Koç, Aslan, Yay), Hava elementi (İkizler, Kova, Terazi), Su elementi (Yengeç, Balık, Akrep) ve Toprak elementi ise (Boğa, Başak ve Oğlak). 4 elementi doğal afetler olarak baktığımızda Ateş elementinde yangınlar, patlamalar, volkanik hareketlenmeler, kan akıtıcı durumlar, çatışmalar, silahlar, ateşli hastalıklar karşımıza çıkar. Hava elementine baktığımızda ise hava yolu ile bulaşan hastalıklar, havada meydana gelen kazalar, hava kirliliği, sisler yüzünden ortaya çıkan sorunlar, fırtınalar, teknolojik büyük sorunlar ve isyanlar. Su elementine baktığımızda ise sudan gelebilecek tehlikeler, deniz kazaları, su taşmaları, seller, boğulmalar gibi düşünebilirsiniz. Ortalama olarak bu elementlerle ilgili ilk aklıma gelenleri yazdım, elbette başka doğa olayları da olabilir elementin doğasına uygun. Ama tabii ki her bu 4 element yoğunluğunun olması doğal afetleri tetiklemez, olabilmesi için de bu elementlerde astrolojinin kötücülleri olarak nitelendirdiğimiz Mars, Satürn, Plüton, Neptün, Uranüs gibi gezegenlerin olması ve bu gezegenlerin bir gökyüzü olayı ile de tetiklenmesi gerekir. Örneğin bir Yeni Ay, Dolunay, tutulma, bir açı kalıbı gibi. Yani yukarıda bahsettiğim gibi elementlerin sembolize eden burçlara kötücüllerin yerleşmesi ve bunların bir gökyüzü olayı ile tetiklenmesi gerekir.
Burada iki soru karşımıza çıkıyor, bu kötücüllerin her tetiklenmesi doğa olayı yaratır mı ve bunun lokasyonunu bilebilir miyiz? Buna cevabım ise kesinlikle hayır! Bunun aksini iddia eden bir astrolog görürseniz yanında hızla uzaklaşmanızı tavsiye ederim. Zira yazının başında astrolojinin aslında bir sembol okuma olduğundan bahsetmiştim. Demek istediğim şu; mesela her hava elementinde bir şeyler olduğunda bir uçak kazası mı beklemeliyiz? Tabii ki hayır! Hava elementi (İkizler, Terazi, Kova) sembolize ettiği başka bir sembol de çalışabilir. Mesela uzayda yeni bir keşif, dijital gelişmeler veya bir grev-isyan, ya da bir yazarın dünyada isminden söz ettirmesi gibi. Ama uçak kazası da olabilir mi? Evet olabilir ama tek olasılık bu değil! Diğer olasılıkları da göz ardı asla edemeyiz! Şimdi astroloji bize bu gökyüzü kalitesi ile iyi/kötü meydana gelebilecek olayların temalarını üç aşağı beş yukarı anlamamıza yardımcı oluyor ama bununla da kalmıyor zamanlama konusunda yardımcı oluyor. Çünkü o kötücül gezegenlerin yukarıda saydığım Dolunay, Yeni Ay, tutulma gibi gökyüzü olaylarının ne zaman meydana gelebileceğini de bilebiliyor ya da en azından tahminde bulunabiliyoruz. Peki temayı anladık, ne zaman olacağını anladık! Peki neyi bilemiyoruz? Bunların nerede olacağını, lokasyonunu bilemiyoruz!
Örneğin bir uçak kazasının hangi hava sahasında olabileceğini bilememek gibi. Şimdi konuyu gündeme taşıyalım. Depremden bahsetmiştik! En son Kova burcunda Uranüs etkili bir Yeni Ay meydan gelmişti. Uranüs etkili dememin sebebi, Uranüs’ün Boğa (Toprak elementi) burcunda yer alması ve meydana gelen üzücü durum. Ben dahil bir çok astroloji uzmanı bunun depremleri tetikleyeceğini tahmin ediyordu ve yazdı ama hiç birimiz lokasyon söylemedik/söyleyemedik çünkü elimizden böyle bir veri, data yok! Ve daha da önemlisi tetiklenen Uranüs’ün tek gerçeği deprem değil. İşin içine tarım girer, para girer, sermaye girer (hepsi Boğa burcunun sembolize ettiği konular). Deprem de olmayıp ekonomik-sermaye-tarımla ilgili de bir gelişme olabilirdi! Sembol bambaşka şekilde de çalışabilir, işleyebilirdi! Deprem sadece bu Yeni Ay’a özel 10 olasılıktan bir tanesi ve idi ne yazık ki bu sembol çalıştı!