Sevgili Filiz Ali’yi üç cümlede tanımlayın deseniz, yanıtım hazırdır:
İyi bir evlât, iyi bir müzisyen, iyi bir yazar.
Öldürülen bir babanın kızı olarak maddeten ve manen yaşamanın zorluğunu, yaşamadıkça tahmin ve tahayyül edemezsiniz.
‘Yok Bi’şey, Acımadı ki...’ kitabının Önsöz’ünü okurken, birden aklıma Albert Camus’nün Sisifos Efsanesi geldi... Yaşadığı, yaşadığımız günlerin kısa bir tarihçesi var, önsözde.
Bitiş paragrafının altını çizdim: “Şu fani dünyadaki yetmiş küsur yılım, hayatım böyle geçti gerçi, ama elinizde tuttuğunuz bu kitapta üzüntü ve gözyaşı olmayacak. Hep güzel şeyler anlatacağım size. Doğanın, sanatın, müziğin, dostluğun, çocukların, gençlerin, hayatın güzelliklerini, tanıdığım ve örnek aldığım güzel insanları anlatacağım.
Dileğim, çocuklarıma, torunlarıma, öğrencilerime, okurlarıma güzel anılar bırakmak. O kadar.”