PAUL Gallico’nun kitabında anlattığı Thomasino, bağımsız, zeki bir kedi.
Gelin görün bir gün kendini Mısır tanrıçası zannediyor.
Sekiz yaşındaki sahibesini de hatırlamıyor.
Böyle bir kedi ile nasıl baş edilir bilemiyorum.
Birçok dostumun kedisi var, onlara gittiğimde kucağıma gelip
oturuyorlar.
Kedi beslemenin, evde kedi bulundurmanın yararlarını biliyor
musunuz? Hem de sağlık açısından.
Tarkan Kaynar’ın Kediatri-Kedili Tedavi* kitabını okuyunca, kedinin
nerdeyse her derde deva bir arkadaş olduğu kanısına vardım.
Yazar kimdir?
1970 Sivas doğumlu. Yayımlanmış üç kitabı var.
Beni asıl ilgilendiren işi. Bakın neymiş:
“Son yıllarda belgesel çekmekte ve zeytinyağı tadım uzmanlığı
yapmaktadır.”
Kitabı eksik okudum, çünkü bunu okurken kedinin mırıltısını da
dinlemem gerekirdi. Önce ithafı yazmalıyım:
“Bu çalışmamı 16 Ağustos 2015 günü hayata gözlerini yuman, on üç
yıllık can dostum, kedim Layla’ya ithaf ediyorum.”
Yazar Önsöz’de kedi için bir kimlik tarif yapıyor:
“Kedi, canlılar dünyasının en özellikli hayvanlarından biri.
Düşünün ki hem rahatına çok düşkün hem de bu arada insanı
rahatlatmayı başarabiliyor.”
KEDİLERİN bağımsız, başına buyruk olduklarından söz ederiz. Oysa
yazarın belirttiğine göre, hasta annesinin yanında yatar, o banyoya
girdiğinde kapıda beklermiş.
Geçenlerde televizyonda, kedinin köpek yavrularına sahip oluşunu
seyrettim. Köpek yavrularını anası terk etmiş, kedi onlara süt
veriyor, derken köpek geri gelmiş, kedi bir türlü onu yavrularının
yanına yaklaştırmıyor.
Hayvanlar ile tedavinin tarihi bölümündeki Sibel Oymak ile İmran
Koçak’ın araştırmalarına göre, eski Yunanlar tedavi tapınaklarında
köpekleri kull...