ÇOĞUMUZ hangi kitabı okuyalım sorusuyla karşılaşırız.
Sorulan o günün kitaplarından birini seçip söylememizdir.
Oysa bu geçici, günübirlik çözüm, soranın iyi bir okur olmasını sağlamaktan uzaktır.
Yaşına, öğretimine, merakına göre tek kitap tavsiye etmektense küçük bir kütüphanede neler bulunması konusunda bir seçme yapmak gerekir.
Çünkü tavsiye edeceğim kitap listesi, klasiklerle başlayıp bugünü de kapsamalıdır. Hangi tür kitapları okuduğunu, sevdiğini ya da bu konuda gelişmek istediğini öğrendiğimizde onun okuma zevkini arttırırız.
Genelde Milli Eğitim Bakanlığı, çeşitli tarihlerde öğrenciler için bir liste hazırlamıştır.
Yayın tarihimizde, seçkin bir kütüphane kurulabilmesi için 1000 Temel Eser dizisi yayınlanmıştır.
Daha sonra da özel bir yayınevi 1001 Temel Eser dizisi yayımlamıştır. Birinci seçim değişik zevkleri, farklı düşünceleri göz önüne alarak bir liste yapmıştır. 1001 Temel Eser biraz daha tek taraflı bir bakış açısını ortaya koymuştur.
Yıllar önce de Milli Eğitim Bakanlığı, benim de içinde bulunduğum bir kuruldan 100 Temel Eser seçmesini istedi. Zamanın bakanı Hüseyin Çelik’ti.
Seçilen adlar içinde yaşayanlar yoktu.
Birçok yayınevi, bu kitapları bastı, hatta bunun için kurulan yayınevleri bile oldu.
Beklenilen olmadı, listede yer alan kitaplar umulan derecede satmadı.
Öğrencilerin kitaplığında bunların yer aldığını sanmıyorum. Bu arada korsan baskılar da yapıldı.
Kurulda olan bir akademisyen, “Bu kitapları ben üniversite öğrencilerine okutamıyorum, bu çocuklar nasıl okusun” diye düşüncesini iletti.
Her şeyin kolayı bulunurdu.
İşte bazı kişilerin bulduğu yöntem.
BATI dil...