1950 kuşağının hem edebiyat hem kültür adamı Ferit Edgü için Notos’un* ‘Ferit Edgü-Yalınlığın Derinliği’ adlı bir dosya hazırlaması beni çok sevindirdi.
O, edebiyatı bir kültür adası içerisinde yarattı. Türlerin birbirini etkilediğini yazdıklarıyla kanıtladı. Batı’nın Doğu’da nasıl algılanacağını, ikisinin de bileşiminden nasıl bize özgü bir edebiyat ve düşünce ortaya konulacağını ispatladı.
Onun işlediği, yazdığı bazı konuların, başkaları tarafından da kullanıldığını söyleyebilirsiniz. İşte kendine özgü ustalık, onu özgün biçimde yeniden yaratmanın sırrını bilmektir.
Semih Gümüş’ün, ‘Yavaş yavaş konuşan bir ses gibi yazmak’ başlıklı konuşmasından bazı yanıtları yazıma aldım. Sağlam bir kültür üzerine edebiyat inşa edildiği zaman, nitelikli ve kalıcı oluyor.
Bir yanıtı benim de dahil olduğum kuşağın, her şeye rağmen ayakta duruşunu özetliyor:
“Son pişmanlık, görüyorsunuz bugünlerde çok para ediyor. Neyse ki bizim kuşakta böyle pişmanlıklar pek yok.”
“Özgürlükçü bir sosyalizm yanlısıydım. Bu çizgim, ana hatlarında hiç değişmedi.”