Sinematek’in ilk yıllarında seyrettiğim sessiz filimler içinde unutamadığım Eisenstein’ın ‘Potemkin Zırhlısı’ idi. Konuşmaların çevirisini Rusçanın usta çevirmeni Hasan Âli Ediz yapmıştı. Sessiz filmlerin bazılarına da dışarda, sahnenin kenarında eş zamanlı çalınan bir piyano eşlik ederdi. Kitap sinema kitaplarının iki yazarına “Ustalarım Nijat Özön ve Giovanni Scognamillo’nun aziz hatıralarına...” ithaf edilmiş.
Önsöz’de okuru bilgilendiren satırları okuyalım:
“Türkiye’deki hikâyesi Sultan II. Abdülhamid’in şahsiyetiyle özdeşleşen İstibdat Dönemi’nde başlayan sinema, saltanatın kaldırılmasına kadar geçen süreçte dönemin siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel koşullarına paralel bir seyir izledi. Örneğin İstibdat Dönemi’nde Fransızca ara yazılar sorun değilken II. Meşrutiyet Dönemi’nde, ‘Türkçe ara yazı isteriz’ şeklinde ciddi protestolara dönüştü ya da bir zamanlar sakıncalı görülmeyen Alman, Avusturya, Macar ve Bulgar filmleri mütareke ve işgal yıllarında yasaklandı...”
Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922), Ali Özuyar, Yapı Kredi
Yayınları, 408 sayfa, 34 TL
Kitap; ‘İstibdat Dönemi’, ‘II. Meşrutiyet Dönemi’, ‘I. Dünya
Savaşı Yılları’ ‘Film Yapımı ve Hikâyeli Uzun Filme Geçiş’,
‘Mütareke ve İşgal Dönemi - Mütareke ve İşgal Döneminde Film
Yapımı’ bölümlerinden oluşuyor. Osmanlı Yardım Cemiyetlerinin
Sinema Faaliyetleri hakkında detaylı bilgiler veren kitapta önemli
bir bölüm de; “1918-1921 Yılları Arasında Beyoğlu, Galata,
Bakırköy, Kadıköy ve İstanbul’da (Suriçi) Faaliyet Gösteren Sinema
ve Tiyatrolar’ın listesi.
Bu liste o semtlerde yaşayanların sinema ve diğer gösteri
sanatlarına gösterdiği ilgi ve düzeyi simgelemesi açısından
önemli.
“İstibdat Dönemi’nin Sinema Üzerindeki Etkileri”ni okuduğumuzda, ucu bugüne kadar gelen sinemamızdaki sansür belasının da tarihçesini dünden bugüne getirmektedir.