İletişim’den çıkan ‘Medya ve İletişim Sözlüğü’ sayesinde gerek medya mensupları, gerek okuyucular, seyirciler kavramları, uzantılarını öğrenebilir, medya karşısındaki konumlarını da tayin edebilirler.
Sözcüklerin önemini, işlevini hatırlatarak yazıma başlayacağım.
Günlük konuşma/yazışmalarda sözlük bir ihtiyaçtır. Hele meslekle
ilgili sözlükler kullanılmadan, doğru bir yazı ortaya konulacağına
inanmam. Şimdi birçok sözlük internette de bulunabiliyor ama ben
gene de basılı kâğıda bakmanızı tavsiye edeceğim.
Medya mensupları yaptıkları iş gereği birçok yeni kavramla karşı
karşıya kalır. Bunların karşılığını tam olarak anlamak için mutlaka
bir sözlüğün sayfalarını açmalıdırlar.
Gerek yazılı, gerek sözlü basın için bir sözlüğü tanıtacağım bu
hafta.
Daniel Chandler-Rod Munday’ın hazırladığı ‘Medya ve İletişim
Sözlüğü’nü dilimize Babacan Taşdemir çevirdi.
Yazarlar ‘Önsöz’de çalışmalarının amacını, kapsama alanını
tanıtıyorlar: “Bu sözlük yaklaşık olarak 2 bin 300 terim tanımını
içermektedir ve bu özelliğiyle en geniş tek ciltlik referans
kaynaklarından biridir. Bununla birlikte, her sözlük kaçınılmaz
şekilde seçicidir. Benzer sözlüklerin kapsamlarına ilişkin detaylı
bir karşılaştırma, eksikliklere işaret ederek, zımni ve hiç
kuşkusuz sıklıkla bilincinde olunmayan editoryal tercihleri ortaya
çıkarır. Şeffaflık adına, biz burada kendi editoryal tercihimizi
görünür hale getirmeye gayret etmekteyiz ancak okuyucuları da bu
cildi benzer çalışmalarla karşılaştırmaya davet ediyoruz.”
‘Ağır izleyici’ misiniz?
Kitabı hazırlayanlar, 11 bin üzerindeki terimden yola çıkmışlar.
Bunlar nerelerden toplanmış? Bu alandaki mevcut sözlüklerden,
mevcut ansiklopedilerden, göstergebilim, sosyoloji ve film
yapımlarından.
Sözlüğün birçok disiplini de kale alarak hazırlandığının kan...