BBC Music(1) dergisinin kapağını görünce, kendi ülkemin bestecilerini ve onlara gösterilen ilginin derecesini düşündüm.
Elbet ardından da unutulan sazları. Hiç kuşkusuz gerek Batı
gerek Türk müziğini bir arada düşünerek.
Ünlü İngiliz mezzosoprano Sarah Connolly, kendi ülkesinin unutulan
bestecilerinin eserlerini seslendirmiş.
Sanatçının geniş bir repertuvarı var: Monteverdi’den Mark-Anthony
Turnage’e kadar. Ama o memleketinin şarkılarına ağırlık verdi.
Geçenlerde de iki ünlü sanatçının memleketinin şarkılarını
söylediklerini yazmıştım.
Hiç kuşkusuz mezzosopranonun seçtiği eserler, bir kuşağın
bestecilerinin de duygularını, dünyaya bakışlarını simgeliyor.
Böyle tutarlı bir seçim yapmış.
Bestelerin söz yazarları da bu yazıda yer alıyor.
Geçen hafta pazar günü de Ekrem Zeki Ün ile Seyfettin Asal’ın
bestelerinin yer aldığı CD’yi yazmıştım.
Nevzat Atlığ da başta Mevlevi Âyinleri olmak üzere birçok besteyi
yönetmişti.
Bizde bu tür CD’ler çok az. Anımsadıklarımdan birisi Yaprak
Sayar’ın ‘Çanakkale’ye’si...
Bu CD’de üç kuşak bestecinin yapıtları yer alıyor, sanatçı bu
bestecilerin birbirleriyle ilişkilerini de incelemiş. Ayrıca hiç
söylenmemiş besteleri de CD’sine almış.
Gerek Batı gerek Türk müziği bestecileri konusunda neler
yapılabilir?
Kültür ve Turizm Bakanlığı her iki tür müzik için de ayrı ayrı bir
kurul görevlendirebilir. O bestecinin eserlerini bazen tek kişi
bazen de farklı kişi
CD’ye okur, albümün içine bir kitap da konulmalıdır. Hayatı ve
eserleri üzerine yazılar burada yer alır.
Bazı Türk müzikçileri için bu yapıldı, ancak bunlar benim dediğim
şekilde bir külliyat olmaktan uzak çalışmalardı.
Şimdiye kadar en g&o...