Ramazanlarda yemek çeşitleri, yalnız aşçıların değil ev kadınlarının da yaratıcılığını körükler.
Eski aşçı düzeni ile bugünün düzeni arasında ne farklar vardı?
Yemek ve Kültür dergisinde bu konuda epey inceleme yer alıyor.
Enis Batur, ‘Mutfakta sınır ihlâlleri’ yazısında iki önemli sergiyi tanıtıyor:
‘Yiyorum, Öyleyse Varım’ ve ‘Haydi Masaya!’.
Masaya çağrı elbette ramazanda daha sık duyulur.
Gökhan Akçura’nın ‘Arşivden Lezzetler’ ana başlıklı yazısını okudum. Onun geçmişi bugüne bağlayan yazılarını severek okurum.
‘Nerede o eski aşçılar!’
Hürriyet’te tanıdığım Hikmet Feridun Es, Beyazıt’ta bulunan ‘Aşçılar Kahvesi’ne giriyor.
Kapıda koca bir levha: ‘Düğünler için ahçı tedarik edilir’.
49 yıl aşçılık yapan Ali Çavuş, 225 türlü et yemek, 300 çeşit tatlı, 350 türlü zerzevat pişiriyormuş.
Refik Halid Karay’ın yazdıklarına göre ramazan döneminde yoğun bir çalışmaya girerler
....