Kaynak Yayınları’nın yayımladığı Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Tarikatlar Raporu, bu yılın kitabıdır. Türkiye, kınından çıkmış kılıç gibi FETÖ Gladyosunun üzerine yürüdü. Bu tarihsel atak, Türkiye’nin 1945 sonrası tarihinde, Ortaçağla hesaplaşma alanındaki en önemli olaydır. Nitekim orada kalmadı, arkası geldi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın raporu, bir devlet kararına işaret ediyor. Vatan Partisi, yarım yüzyıllık mücadelesiyle bu büyük atılımın başlıca itici gücü olmuştur.
MÜRİT VE MENSUP OLMAKTAN KURTULMANIN ANLAMI
Ortaçağla hesaplaşma, kimilerinin kafalarındaki şemaya uymadı. Birbirlerini “karanlıklara yuvarlanıyoruz” diye dolduruşa getiren Sahte Cumhuriyetçiler, bu olayı açıklamak için ne yapacaklarını şaşırmış bulunuyorlar. Tarikatların ve cemaatlerin temizlenmesini Ümmetçilikle açıklayanlar bile var. Ümmetçiler, tarikatları temizliyor imiş!
Oysa Ümmetçilik, artık Hz. Muhammed zamanındaki gibi farklı kabileleri birleştiren Ticaret Devriminin programı değildir. “Ümmetçilik”, son iki yüzyılın Millî Demokratik Devrim döneminde, tarikatçı ve cemaatçidir. Tarikatlar ve cemaatler dışında fikir düzleminde Ümmetçiler bulunabilir, ancak bunlar kenarda köşede kalmışlardır.
Ancak daha önemlisi, özellikle emperyalizm güdümlü tarikatların temizlenmesi, Ortaçağ kurum ve ilişkilerine karşı mücadelenin başlıca görevidir. Atatürk’ün “Türkiye şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar ülkesi olamaz” diye özetlediği program, tarikat ve cemaatlere karşı demokratik devrim programıdır. Bu programı uyguladığınız zaman ümmet oluşmaz, millet oluşur. Tarikatlardan arınmak, iki yüzyıldır bir Ümmet programı değil, fakat Millet programıdır. Atatürk’ün söylediği gibi, “tarikat şeyhinin müridi ve cemaat mensubu” olmaktan kurtulan insanımız, özgür vatandaş olur, Türk milletinin üyesi olur.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI KİMLERİN HEDEFİNDE