Çemişkezekli çok arkadaşım vardır. Örneğin yarım yüzyıldır Vatan Partisi saflarında örgütlü macadele veren Şamil İlter Çemişkezeklidir. Daha 1950’li yıllarda mahalle arkadaşım ve 1968 Gençlik Hareketinden bu yana Partili arkadaşım Prof. Dr. Cüneyt Akalın nerede doğmuş bilmiyorum ama dedeleri oradan. Zaten Çemişkezekliler çoğunlukla öyledir. Çok göç veren bir yöremiz. Türkiye’nin büyük kentlerinde, nitelikli emek olan her yerde onlara rastlanır.
EKÂBİR ADLANDIRMALARI
Kendini beğenmişlerin dilinde bir “Çemiş” lafı vardır ya, o sözle Çemişkezeklilere gönderme yapıldığı rivayet olunur. İstanbul’un ekâbir muhitlerinden çıkmış olmalı o sözcük. Bütün gurbetçilere Çemişkezekli diye bakmışlar.
Mülkiye’de de Anadolu’dan gelen çocukların ortak adı Arapgirlidir. İdare bölümünde öğrenim görenlerin çoğu Anadolu’dan geldiği için o bölüme eskiden “Arapgir” denirdi. Örneğin Ankara’nın eşrafından olan Ceyhan Mumcu Ağabeyimiz İdare bölümünde okuduğu için, Arapgirli rütbesine yükseldi. Acaba bu isimlendirme hâlâ sürüyor mu?
İN DELİKLERİNDEN GELEN BAYRAM KUTLAMASI
İstanbul’da tanıştığım Çemişkezekli arkadaşlarımdan, seçkin Maliyecilerimizden Eyüp Ergür ile söyleşiyorduk. “Biliyor musunuz” dedim, “dünyada madeni ilk işleyenler Çemişkezeklilerdir.”
İşte bütün Çemişkezekliler gibi Türkiye’nin güvenilir ve hakikatli aydınlarından olan Eyüp Bey, bayramın ilk günü eposta yollamış, şöyle yazıyor: “Çemişkezek’teyim ve sizin bahsettiğiniz in deliklerini ziyaret ettim. Şeker tadında bayramlar.”
Eyüp Bey sağolsun bir de Çemişkezek resmi yollamış. Resmi birinci sayfada gururla yayımlıyoruz. Maden çıkarmak için dört-beş bin yıl önce açılan mağaraları resimde görüyorsunuz. İşte o in delikleri Çemişkezek’in uygarlık nişanlarıdır.
MADENİ İŞLEMENİN TARİHSEL ANLAMI
Bundan beş altı bin yıl önce, Milattan Önce 3. ve 4. binyıllarda Yukarı Fırat boylarında Subarlar denen kavim yaşıyor. Yeryüzünde madeni önce onlar