Yunanistan’ın istifa eden Dışişleri Bakanı Nikos Kotzias, görev
teslim töreninde, Ege’de ve Girit çevresinde kara sularını 12 mile
çıkarmaya hazırlandıklarını açıkladı. Hem de aşama aşama planlarını
ilan etti. Bu konuda Aydınlık’ın dünkü haberi ve Amiral Soner Polat
ile Amiral Cem Gürdeniz’in verdiği bilgiler olayın ciddiyetini
önümüze koymuştur.
Dünya kamuoyunun dikkati Pasifik Okyanusu’ndaki gerginliklere
odaklanmıştır. Ancak öyle gözüküyor ki, Ege ve Doğu Akdeniz’den
Suriye ve Irak’ın kuzeyinden geçerek İran-Arap Körfezi’ne ve Hürmüz
Boğazı’na kadar uzanan cephede insanlık, kısa erimde çok daha
tehlikeli gelişmelerle karşı karşıyadır. Suriye’nin kuzeyine
bakarsak, zaten bu cephede şu anda savaş devam ediyor. Stratejik
önemdeki olguları şöyle sıralayabiliriz:
BİR: TEK CEPHE
Önce altını çizelim: Ege’den Hürmüz Boğazı’na uzanan cephe, tek
cephedir. Cephenin Batı kanadından Doğu ucuna kadar karşı karşıya
gelen güçler aynıdır.
Karşıda ABD, İsrail, Suudi Arabistan, Yunanistan/Güney Kıbrıs ve
PKK ile DEAŞ gibi terör örgütleri mevzilenmiştir.
Kısaca “İnsanlık Cephesi” adını verebileceğimiz bizim cephemizde
ise, Türkiye, Suriye, İran, Azerbaycan, Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti ve Rusya başta olmak üzere Batı Asya ülkeleri ve Çin
bulunuyor.
İki cephe arasında kalan ara güçler de var. Onları kazanmak, başarı
için gereklidir.
Tek cephe saptaması, en çok Türkiye açısından önemli. Belirttiğimiz
hattaki çeşitli anlaşmazlıkları birbirinden koparırsak, hem
gerçeklerden uzaklaşırız, hem de Türkiye’nin vatan bütünlüğünü
koru...