Bu gizli görüşme adetini Turgut Özal başlattı. Oysa Türk devlet geleneği, imparatorluk mirasına sahiptir ve kayda merâklıdır. Türk tarihinin ünlü uzmanları Vernadski ve Roux bu gerçeğe işaret ederler. Bugün eski Rus tarihini bile Karadeniz bozkırlarındaki Kıpçak ve Tatar kayıtlarından yazabilirsiniz. Vergi düzeni için her köyde kaç insan var, kaç hayvan var hepsini kayda geçirmişlerdir (Vernadsky, Moğollar ve Ruslar, çev. Eşref Bengi Özbilen, Selenge Yayınları, İstanbul, 2007. Jean-Paul Roux, Türklerin Tarihi/ Pasifik’ten Akdeniz’e 2000 Yıl, Kabalcı Yayınevi, Şubat 2007).
DEVLETSİZLEŞME SÜRECİ
Turgut Özal’la birlikte millî devlet tasfiye edilirken, devlet geleneği de yıkıma uğratılmıştır. Bugün Tayyip Erdoğan’ın hallerine baktığımız zaman devletsizleşmeyi görüyoruz.
AKP’nin ABD ile kayıtsız görüşme vukuatı yeni değil. 1990’larda ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğundan başlayıp Abdullah Gül’ün Powell ile 2 Nisan 2003 günü yaptığı görüşmeye kadar çok örneği var. “İki sayfa dokuz maddelik gizli anlaşma yaptığını” kendisi itiraf etmişti (Vatan, 24 Mayıs 2003).
Oysa ne kadar gizli olursa olsun, devlet yöneticisinin devletten gizli görüşmesi olmaz. ABD devletinden gizlemiyorsunuz, Türk devleti ve milletinden gizliyorsunuz! ABD’nin bildiğini milletten gizlemenin bir anlamı olmalı. Devletten gizli kişisel görüşme, ancak bir hizmet görüşmesi olabilir. Orada devlet biter, bilgi...