Gönül, Türkçemizin eşsiz sözcüğüdür. Yürekten ve kalpten farklıdır. İngilizce’de, Almanca’da, Fransızca’da gönül sözcüğü var mı? Gönül, Türkçemizin bir özelliği ve güzelliğidir. Bilincimize, yüreğimize, kalbimize, ciğerimize sığdıramadıklarımızı gönlümüzde saklıyoruz ve yaşatıyoruz. Ve taşıyor o saklanan güzellikler.
KAMUNUN GÖNLÜ
Hayatın amacı, en sonunda, Yunus’un deyişiyle, bir gönüle girmektir. Ve insan, hele bizim insancıl kültür geleneğimizde, gönlümüzdekilerle varız. Hepimizin gönüllerinin toplamı, kamunun gönlünü oluşturur.
Kaynak Yayınları’nın yeni yayınladığı Gönül Defteri, Doğu Perinçek’in gönül defteri değildir, kamunundur. Hayatım boyunca toplumumuzun gönlündeki insan özleminin defterini tutmaya çalıştım. Çünkü o özlem, paylaştığım özlemdir.
Bu kitap, bir bakıma ütopya kitabıdır. Ütopyacılar, umutlarını hayâlleriyle yazmışlardı. Oysa umutlarımız, aslında yaşadığımız toplumun içindeki tohumlarda saklıdır. Özlediğimiz dünya, gökten indirilmeyecektir. O dünyanın filizleri, içimizdedir, omuz başımızdadır, yanımızdadır, yöremizdedir, arkadaşlarımızdadır, komşularımızdadır, yerdeşlerimizdedir, bilinen ya da bilinmeyen insanlardadır. Toplumumuzdaki insan güzelliklerini topladığımız zaman, özlediğimiz dünyanın resmi çıkar.
Farkında olmalıyım; arının ağaçlardan ve çiçeklerden bal toplamasına benzer bir iş yapmaya kalktım. Arıların kovanı varsa, işte bizim de gönül defterimiz vardır. Milyonlarca arının kovanı gibi bizim 85 milyonumuzun da gönüllerinde, vicdanlarında bir defter var. Ortak bir defterdir o. Bütün değerlerimizi orada biriktiririz ve gelecek kuşaklara bırakırız.