Seçimin belki de en önemli sonucu, HDP’nin Güneydoğu oylarındaki düşmedir. Hem de CHP’nin bütün Türkiye’de HDP için yürüttüğü kampanyaya ve oy desteğine rağmen.
Başta CHP olmak üzere Millet İttifakı, HDP’yi şirin göstereceğim diye kendisini feda etti. Yalnız CHP değil, İyi Parti ve Saadet Partisi de HDP’nin oylarını çoğaltmak için ellerinden geleni yaptılar. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, HDP’den en sonunda “Kürt siyasal hareketinin temsilcisi” diye söz eder hale geldi. Saadet Partisi, Ana dilde eğitimi savundu. Bu Parti, İstanbul listesinin başında olan Altan Tan’ın ağzından “Ortadoğu’da halkları ayıran sınırları yok hükmünde kabul edeceğini” açıkladı (Haber 7, A Haber, 1 Haziran 2018). Sözün kısası HDP/PKK, Türkiye tarihinde hiç bu kadar meşrulaştırılmadı.
KÜRT VATANDAŞLARIMIZIN OYLARI
Bütün bunlara rağmen HDP, Güneydoğu bölgesinde hem sayı olarak hem de oran olarak büyük oy kaybına uğradı. Bunun nedeni “Kürt oyları” üzerine yapılan tartışma açısından çok önemlidir.
CHP Yönetimi, Kürt vatandaşlarımızın oylarını almak için HDP’ye benzemeye çalıştı. Dolayısıyla PKK’nın taleplerini savunur bir noktaya geldi.
Vatan Partisi ise, PKK Terör Örgütünün temizlenmesinin Kürt oylarını özgürleştireceği görüşündeydi. Gerçekten de öyle oldu. Türk Silahlı Kuvvetlerinin bölücü terör örgütünü hendeklere gömmesi ve en son Afrin’e girmesi, HDP oylarında önemli düşüşlere neden oldu. Mehmetçik, PKK’ya vurdukça Güneydoğu illerimizde yaşayan halkımız özgürleşmektedir.