Ekonomi borç batağındadır, iflas durumundadır. Dış ödemeler
açığı nedeniyle ithalat daralmakta, dışa bağımlı sanayi üretimi
daralmakta, işyerleri kapanmakta veya çalışanlar kapıya
bırakılmaktadır. On binlerce işçi evine ekmek götüremez duruma
düşmüştür. Çiftçi ise ürününü satarken maliyeti kurtaramıyor.
Tarımda yeniden üretim koşulları zorlaşmaktadır. Süreç olumsuz
yönde gidiyor.
Bu koşullarda işçi ve çiftçi hareketinin ayak sesleri
duyuluyor.
SINIF KİNİ
Sosyal medyaya bakınız, sahte solcu takımı, “işçilerin sınıf
kinlerini bilediklerine” dair yazılar döktürüyorlar.
Bunları yazanlar, işçi değil, işçinin içinde değil, çevrelerinde
işçi yok ve en önemlisi örgütlü değiller, işçi sınıfına önderlik
edecek bir partileri yok. Bütün beklentileri, sınıf kininin
ateşlediği başıbozuk hareketlerde. Ancak bu hareketler başarıya
ulaşırmış ya da başarısız olurmuş, çalışanların ekmek kapısı
kapanırmış ya da açılırmış, umurlarında değil. Onlar için varsa
yoksa sınıf kininin kızıştırdığı öfke patlamalarıdır. Ve “sınıf
kini” dedikleri aslında kendilerinin hiçbir zaman paylaşmadıkları
bir duygu.
DOĞRU EYLEMİN İLKELERİ
Bugün işçi hareketinin temel sorunu iş güvencesidir. Yani işinin
olmasıdır, işyerinin kapısına bırakılmamaktır, evine ekmek
götürebilmek, çocuklarının yüzüne bakabilmektir. İşçi hareketi de
bu zeminde yükseliyor. İşçi sınıfı için başıbozuk kinle ulaşılacak
bir başarı yok.
Halk hareketinde doğru eylemin üç koşulu vardır. Bu koşullara,
haklı zemin, fayda ve sınır ilkeleri...