Seyyit Nezir, o dizelerini belki de menzildeki gözlere bakarak söyledi:
Merhaba
Merhaba kan ter içinde yükselen hayat
Cümleten merhaba
Verilen söz menzilde
Söz menzildedir ve bizler yoldayız, yol erenleriyiz.
MENZİLDEKİ KARAR
Söke Avşar köylülerinin duruşları ve bakışları, menzildeki kararımızdır. Kimisi toprak oldu. Durmuş Ece, Mehmet Günay, Ahmet Uyanıkartık bakışlarındaki kararla yaşıyorlar.
Bayramlarda kaybettiğimiz insanların toprak olduğu yerlere yaptığımız ziyaretler, aslında sözümüzde duruyoruz bildirimleridir. İnsanlar ölüyor, ama sözler ölmüyor, verilen sözler yaşıyor. Kuşaklar birbirlerine sözleri emanet ediyor. Sözler ellerin üzerinde geleceğe taşınıyor.
Bayramlar bir bakıma sözlerin tazelenmesidir, kararın bilenmesidir. Bayram, birbirimize bağlılık yeminlerinin yinelendiği gündür. Sözümüzde duruyoruz. Sadakat dediğimiz erdem, bayramlarda İskender Doğan’ın o güzel sözüyle baş tacıdır.
Sözünde durmak, en değerli insan eylemidir. Aslında insan, bir kavle, bir karara bağlılıkla da tanımlanabilir. Jan Jacque Rousseau, “Toplum Sözleşmesi” diyordu. Toplum sözleşmesi, aslında demokrasiden çok önce insanlıkla başlar. Toplumu oluşturan, sözleşmedir. O sözleşmede kalleşlik, o sözleşmede arkadan vurma, çelme takma, ihanet yoktur. O sözleşmede hayata bağlılık vardır, elbirliği vardır, imece vardır, yardıma koşmak, fedailik vardır. Topluma verdiği sözden ayrılan düşkün olur.
İNSANLIK SÖZÜ