Fransa’nın, tarih boyunca en çok savaş kazanmış komutanı 1769-1821 arasında yaşamış olan Napolyon’dur. Tarihi kitaplarda, Napolyon’a “Bir savaşı kazanmak için en çok nelere ihtiyaç vardır?” diye sorulduğunda, kendisinin bu soruya “Üç şeye: Para, para, para” diye cevap verdiği yazılıdır. T.C. devleti çok uzun süredir, bölücü bir örgütle, hem ülkenin bütünlüğünü korumak hem de Kürt kökenli vatandaşlarını, bu çetenin tahakkümünden kurtarmak için mücadele etmektedir. Bu mücadele, sadece yurt içinde değil bu terörist örgütün yuvalandığı, komşu Irak ve Suriye topraklarında da verilmektedir. Aynı amaçla ordu, Suriye’nin kuzeyinde “Barış Pınarı” adı verilen yeni bir harekâta girişmiştir. Dolayısıyla Türk devletinin, askeri harcamalar için her zamankinden daha fazla paraya ihtiyacı vardır. Bilinmelidir ki; bu para öyle veya böyle bulunacaktır. Bu paranın kaynağı da yurt içi yani “millet” olmak zorundadır. Çünkü bugünkü dünya ortamında, yurt dışından borç veya yabancı devletlerden hibe para alarak bu mücadele sürdürülemez. Bütçeden (milli gelirden diye okuyun) daha fazla pay savunmaya ayrılacaksa, neticede halkın tüketim harcamaları kısılacaktır. TÜKETİM NASIL KISILIR Tüketim, “Daha az tüketin” demekle kısılmaz. Tüketim, fiyatların hane halkının gelirlerinden daha hızlı artması sonucunda metazori kısılır. Fiyatları artıran sebeplerden biri de “dolaylı” vergilerdir. Esasen bizim ülkemizde devlet (vergi) gelirlerinin kabaca %70’ini dolaylı vergiler oluşturur. Bunlar ithalatta ve iç tüketimde alınan ve fiyatlara ilave edilip halka intikal ettirilen KDV ve ÖTV benzeri vergilerdir. Sigaradan, içkiden, benzinden, mazottan, doğalgazdan, elektrikten, sudan, telefon ve internetten alınan vergilerin hepsi “fiyat”ın içine gömdürülmüştür. Dolayısıyla, bu toplumda yaşayan herkes, en kral vergi kaçakçısı olsa bile, istese de istemese de “vergi veri...