Kuru soğan fiyatının artmasına sebep olan istifçilere haddini
bildirmek amacıyla AKP Hükümeti’nin, kuru soğan ambarlarına baskın
verdiği gün, gazetelerde “aynı iktisadi mantığın”
ürünü başka bir haber vardı.
Partisinin Meclis Grubu’nda konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral
Akşener, iktidara geldiklerinde, üreticiden kaça alacağını
söylemeden “halka kilosu 1 liradan (hangi yılın lirası?)
domates yedirme” vaadinde bulunmuş. Keşke domates yerine,
soğan deseydi mesaj çok daha vurucu olurdu. Neyse.
Gazetede yer alan habere göre Akşener, konuşmasını domates
fiyatıyla sınırlı tutmamış. Suriyeli mültecilerin geri gönderilmesi
için uygulanması gereken reçeteyi “Türk devletinin yüzü
suyu hürmetine” adım, adım açıklamış.
Akşener, gıda maddelerinin ucuzlatılması projesine İsrail’den tohum
alımından vazgeçip, Türk tohumunu ve Türk toprağını bir dünya
markası haline getirerek başlayacağını ilan etmiş. Ziraat
Bankası’nın batık AVM’lere sağladığı kredileri ve lüks teknelere
verilen ucuz mazotu çiftçiye vereceğiz demiş.
Asgari ücretlimiz yeteri kadar et yiyecektir müjdesinden sonra,
“pazarda malı bol ve ucuz hale getireceğiz”
diyerek gıda maddelerinin fiyatlarını nasıl ucuzlatacaklarının
iktisadi teorisini ortaya koymuş. TEORİ VE PRATİK
Kuru soğan fiyatını düşürmek için soğan ambarlarına şafak
operasyonu düzenleten Maliye ve Hazine Bakanı Sn. Albayrak da,
halka domatesi bir liraya yedirmeyi vaat eden Sn. Akşener de
üniversitelerin verebileceği en yüksek diplomaya yani
“doktora” derecesine sahiptir. Nasıl oluyor da
“iktisadi akılla” bu kadar çelişik işler yapıyor
veya sözler verebiliyorlar?
Akla ilk gelen açıklama “onlar her şeyden önce birer
siyasetçidir, dolaysıyla iktisaden değil siyaseten doğru olanı
yaparlar” izahı oluyor. Bana göre bu açıklama yetersizdir.
Esas sorun, bilime inanmamalarıdır.
Bilimsel konuşmac...