Dış-borç-koliklik, aynen alkoliklik gibidir. Nasıl alkol, başlangıçta, içildiği sırada insana zevk veren ve lakin bağımlılık haline gelince bünyeyi hasta eden bir illetse, dış-borç-koliklik de bir ülkenin halkına önce zevk, sonra ıstırap veren bir alışkanlıktır. Yine nasıl alkol bağımlılığından kurulmak için kişi içkiyi bırakınca bunalıma girerse, dış-borç-koliklikten kurtulmak isteyen bir ülkenin ekonomisi de, cari açığı kapanırken (ister iradi ister gayri iradi olsun) krize girer. Not: Ekonomide kriz, milli gelirin düşmesi ve işsizliğin yükselmesidir.
ENFLASYON VE DEVALÜASYON
Türkiye’de bugün yaşanan enflasyonun esas sebebi, devalüasyondur. Devalüasyonun yani Türk Lirası’nın (TL) kısa sürede, önemli oranda değer kaybetmesinin nedeni de dış-borç-kolik olmasıdır. Dış-borç-kolik olmasının sebebi ise cari açığı dövizli dış borçla finanse ederek TL’nin fiyatını zorla yüksek tutmamızdır. Bu tutku, TL’nin revalüe olmasıdır. Cari açığa rağmen revalüe olan para birimi, devalüe olmaya mahkumdur. Olaylar da aynen böyle cereyan etmiştir. TL’yi zorla değerli tutacağız derken onu o kadar değersizleştirdik ki; denge ancak paradan 6 sıfır atılarak sağlandı. Kıssadan hisse: Bir ulusal parayı kalıcı olarak değerli tutan tek şey “cari fazla” veren bir ekonomiye sahip olmaktır. Sakın ABD ile bizi kıyaslamayın. Onların “ABD Doları” gibi ihraç malı var. Yabancı paralı borçları da sıfırdır.